Page 16 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 16

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12            6

             1.ÜNİTE> Giriş  Kazanım A.4.3: Metin ile metnin konusu, amacı ve hedef kitlesi arasında ilişki kurar.
             Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi  Alan Becerileri: Okuma Becerisi

             Etkinlik İsmi             Geçmişten Günümüze Türk Sözlükçülüğü                          15 dk.
             Amacı      Metinden hareketle metnin konu, amaç ve hedef kitlesini bularak bunlarla ilgili çıkarımlarda bulunabilme.            Bireysel

              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                       Sunuş

               Divan… Lügat… Kamus… Tuhfe… Nuhbe… Ferheng… Ve nihayet Sözlük…
               İlk sözlüğümüz Divanü Lugati’t-Türk’ten bu yana sözlüklerimizi adlandırmakta kullandığımız söz-
               cükler bunlar…
               Arapça kökenli lügat ‘söz, sözcük, lakırdı’ anlamındadır. Çokluğu ‘sözler, sözcükler’ anlamında ol-
               mak üzere lugāttır. Bu sözün her ulusun konuştuğu iletişim aracını ifade eden ‘dil, lehçe’ anlamı da
               bulunmaktadır. Kâşgarlı Mahmud’un eserine verdiği Divanü Lugati’t-Türk adındaki lugāt sözü de
               ‘dil, lehçe’ anlamındadır. Asıl anlamı ‘sözlük’ olmasa da esere bu anlamı katan sözcük divandır.
               Lügat sözünün Türkçede ‘sözlük’ anlamını kazanması çok daha sonralarıdır. Kitabü’l-lügat, lügat ki-
               tabı gibi adlandırmalarda kitap sözünün zamanla eksiltilmesiyle lügat Türkçede sözlük anlamını ka-
               zanmıştır. Lehcetü’l-Lügat, Lügat-i Osmanî, Lügat-i Remzî, Lügat-ı Cudi, Ünsü’l-Lügat gibi Osmanlı
               Türkçesi sözlüklerine ad olan lügat sözü Türkçede uzun süre kullanılmıştır.
               Eskiden olduğu gibi günümüz Arapçasında da  ‘sözlük’ anlamında kullanılmakta olan sözcük
               kāmūs’tur. Eski Yunancadan ödünçleme ωκεανός sözünün asıl anlamı ‘büyük deniz, okyanus; de-
               nizin ortası’ iken Firuzabadî’nin XV. yüzyılda yazdığı ünlü Arapça sözlüğe ad olmasının ardından
               ‘sözlük’ anlamını da kazanmıştır. Mütercim Asım Efendi bu sözlüğü el-Okyanasü’l-Basit fi Terceme-
               ti’l-Kamusi’l-Muhit adıyla Türkçeye çevirmiştir. Kamus-ı Türki, Kamus-ı Osmani, Mükemmel Ka-
               mus-ı Osmani, Resimli Kamus-ı Osmani, Resimli Türkçe Kamus gibi sözlükler de bu adla hazırlan-
               mıştır.

               Arapça ‘armağan, hediye; yeni çıkma, hoşa giden güzel şey’ anlamlarındaki tuhfe sözü manzum söz-
               lüklere de ad olmuştur. Bir dildeki sözcüklerin bir başka dildeki karşılığının şiir biçiminde verildiği
               sözlüklerin çeşitli örnekleri arasında Tuhfe-i Vehbi, Tuhfe-i Şahidi, Tuhfe-i Hüsami, Tuhfe-i Asım
               sayılabilir. Ancak tuhfe sözünü taşımayan Lügat-i Halimî, Lügat-i Bahrü’l-Garaib gibi manzum söz-
               lükler de bulunmaktadır. Arapça ‘her şeyin iyisi; seçkin, seçilmiş’ anlamlarındaki nuhbe sözü de
               manzum sözlük adı olarak kullanılmıştır.

               ‘Bilgi; sözlük’ anlamlarındaki Farsça ferheng ise sözlükçülük tarihimizde genellikle Farsça-Türkçe
               sözlüklere ad olarak kullanılmış ancak Arapça lügat, kamus gibi Türkçede geniş bir kullanım alanı
               kazanamamıştır.

               Bu sözcükleri adlarında bulundurmasalar da dilimizin söz varlığını yıllar, yüzyıllar ötesinden bize
               ulaştıran Mukaddimetü’l-Edeb, Codeks Cumanikus, Ahteri, Eser-i Şevket gibi sözlüklerimiz de var...

               Türkçe söz kökünden türetilen sözlük ise dilimizin söz varlığına yakın zamanda eklenmiştir. Ata-
               türk’ün başlattığı Dil Devrimi ile pek çok alanda olduğu gibi dil bilgisi ve dil bilimi alanlarında
               da Türkçe terim türetme çalışmaları yürütülmüştür. Azerbaycan, Türkmen ve Uygur Türkçelerinde
               sözlük, Kazak Türkçesinde sözdik, Kırgız Türkçesinde sözdük biçimlerinde kullanılan sözlük terimi,
               Türk Dil Kurumunun kurucu üyesi ve ilk saymanı Celâl Sahir Erozan’ın önerisiyle söz kökünün türe-
               vi olarak dilimize kazandırılmıştır. Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu’nda (1935) kamus karşılığı
               yine kamus olarak verilirken lügat için sözlük karşılığı verilmiştir.
               Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük’ü yayımlamasıyla birlikte sözlük terimi kullanım sıklığını ar-
               tırmış; tek dilli, iki dilli, çok dilli sözlüklere, terim sözlüklerine, atasözleri ve deyimler sözlüklerine,



                                                                                                    15
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21