Page 12 - Felsefe 10 | Çalışma Defteri 6
P. 12

Açık Uçlu Sorular



        Aşağıda yer alan metni okuyarak soruları cevaplayınız.









                                                     DİN FELSEFESİ


                 Felsefe için, din de her problem gibi, ancak bir problem olabilir. Bu sebepten dolayı felsefe, ne din için,
                 ne de dine karşıdır.


                 Ontoloji ve felsefi antropoloji bakımından inanma var olan bir alandır ve temelini insanın varlık yapı-
                 sında bulur; imdi ontolojik ve antropolojik temellere dayanan bir din felsefesi de, sadece bu fenomenin
                 tahlil ve tasviriyle uğraşacaktır. Ancak bu sayede din fenomenini spekülasyonlara boğmadan, diğer
                 varlık sahalarına karıştırmadan, müstakil, hususi bir varlık alanı olarak tahlil ve tasvir etmek ve onun

                 insan hayatında oynadığı mühim rolü göstermek mümkün olacaktır; gerçekten din, müstakil bir feno-
                 men sahası olarak felsefenin mühim bir problemidir de.

                 Din bilimleri “dogma”lardan hareket ederler; inanma ve ümit etmeyi muayyen kaynaklara bağlarlar ve
                 neticede inanma meselesini artıksız halletmiş olurlar. Fakat din bilimleri şu suallerle uğraşmazlar: Ümit

                 etme ile inanma, fenomen olarak nedir; onların bir varlık ilişkisi var mıdır ve bu fenomenler insanın
                 varlık yapısı için ne ifade ederler? İnsanla transandantal (aşkın) varlık arasındaki inanma münasebeti
                 nasıl bir münasebettir? Bu münasebetin tek bir şekli mi, yoksa çeşitli şekilleri mi vardır? Eğer bu mü-

                 nasebetin tek bir şekli varsa, nasıl oluyor da çeşitli dinler mevcut olabiliyor ve her din de kendisinin
                 kurduğu münasebetin en doğru münasebet olduğunu iddia edebiliyor? Eğer bu münasebetin çeşitli
                 şekilleri varsa, bu takdirde her din için ayrı ayrı birer transandantal varlık mı kabul edilecek; yoksa
                 bu münasebet, fenomen olarak mevcut olan bütün dinlerde bir ve aynı münasebettir de, yalnız şekil
                 bakımından mı birbirinden ayrılıyor? Acaba bu münasebetin kurulması mutlaka bir vasıtaya mı ihtiyaç

                 gösterir; yoksa vasıtasız da olabilir mi? Din alanı, bir varlık alanı mıdır, yoksa sırf bir kavramdan mı
                 ibarettir? Vesaire. İşte bütün bu ve bunlara benzer suallerle ancak din felsefesi uğraşabilir. Fakat din
                 felsefesi inanma fenomeni üzerinde dururken, artık onun için belli bir dinin dogmaları bahis konusu

                 değildir.

                 Din, aynı zamanda insana kâinat ve kendisi, hayatta takip edeceği yol hakkında bir “bilgi” verir.

                 Dini bilgi, diğer bilgilere benzemez. Zira dogmalara dayanan bu bilgi yalnız manevi olan bir sahanın
                 bilgisidir.



                                         Takiyettin Mengüşoğlu’nun Felsefeye Giriş adlı eserinden derlenmiştir.














                                            ORTAÖĞRETİM     12 FELSEFE-10
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17