Page 25 - Felsefe 10 | Çalışma Defteri 8
P. 25

Felsefe Olimpiyatları



























        Elif Sude ARSLAN
        Ankara ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi

        XXV.TFO 2021 Altın Madalya

        ANKARA



        “İnsanın ne olacağı karanlık bir kadere değil, insanın kendine bağlıdır.”

        Hannah Arendt, Karl Jaspers’in Totalitarizmin Öğeleri ve Kaynakları’na yazdığı Önsöz, Basel 1955.
        Kaynak: Yusuf Örnek, Mektuplardaki Felsefe, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2020, s. 41.



                                                   İYİLİĞİN SIRADANLIĞI

         Düşünce tarihinde Hannah Arendt, 2. Dünya Savaşı’nın ortasında, Yahudi kökenli bir Alman vatandaşı olarak karşımıza
         çıkar. Nazilerin Yahudi soykırımına tanıklık etmiş ve dönemin çoğu filozofu gibi varoluşuna, özüne dönüp “kötülük
         problemi”ne odaklanan Arendt’i anlamak için öncelikle totalitarizm kavramını ve dönemin atmosferini incelemeliyiz.

         2. Dünya Savaşı’nda Nazilerin toplama kamplarına şahitlik etmiş olan Arendt, bütün bu olana bir anlam verme
         çabası içindedir. Bu felsefi problemin temeline ise Nazilerin toplama kamplarını koymuştur. Arendt’in savına göre
         Naziler, sadece Yahudilere değil tüm insanlığa karşı suç işlemişlerdir. Arendt, “Kötülüğün Sıradanlığı” adlı kitabında,
         Nazilerin yaptıkları “kötülüklerin” farklı ve geleneksel kötülükler gibi olmadığını iddia etmiş, buna bir anlam
         verilemeyeceğini ve açıklanamayacağını belirtmiştir. Bu nedenle bu kötülükleri “radikal kötülük” olarak tanımlamıştır.
         …

         Arendt’le yakın dönemlerde yaşamış olan Nietzsche’ye göre de ahlak insanın hayvani yanlarını ehlileştirir. Gücü istemenin bir
         ifadesidir. Biyolojik gerçekleri bastırır. Bu noktada “kendiliğindenlik” kavramı bize yol gösterecektir. Kötülüğün sembolü olan
         Nazi kampları bir halkı imha etmeyi amaçlamakta, insan davranışının bir ifadesi olan kendiliğindenliği ortadan kaldırmayı
         görev edinmektedir. Arendt burada Pavlov’un köpeği örneğini kullanır. İnsan akıldan ve “kendiliğindenlikten” uzaklaştıkça
         onu insan yapan özelliklerden de uzaklaşacaktır. Şunu eklemekte fayda var ki kendiliğindenlik kavramı sadece özgürlükle
         alakalı değil direkt olarak insan yaşamının temeliyle ilgilidir. Bizi kendiliğindenlikten uzaklaştıran şey ise totalitarizmdir.
         Totalitarizmin amacı, baskıcı bir rejim oluşturmaktan ziyade içinde insanların önemsiz ve de gereksiz olduğu bir sistem tesis
         etmektir. Bir diğer deyişle totalitarizm, kendiliğindenliğin ortadan kalkmasını sağlayan ve kötülük problemini doğurandır.
        …










                                                 MATEMATİK-11
                                            ORTAÖĞRETİM    25 FELSEFE-10
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30