Page 5 - Felsefe10 | 1.Ünite
P. 5
1. ÜNİTE Felsefeyi Tanıma
1.1.2. FELSEFE TERİMİ
Felsefe, insana yabancı gelmeyen ama ne olduğu konusunda birçok insanın ayrıntılı fikre sahip
olmadığı bir uğraşıdır. Felsefeyi anlamak için ilk olarak kelime anlamına bakmakta fayda vardır.
Yunanca bilgelik sevgisi (bilgelik dostu) anlamına gelen felsefe (philosophia), sevmek (philia) ve
bilgelik (sophia) sözcüklerinin birleşiminden türemiştir. Felsefeyle uğraşan düşünürlere ise filozof
(philosophos) adı verilir. Bu ismin ilk defa Phytagoras [Pisagor (MÖ 580-500)] tarafından kullanıl-
dığı kabul edilir. O dönemde düşünürlere bazen bilge bazen bilgelik anlamına gelen sophos denirdi.
Phytagoras, bu kelimenin başına philia (sevgi, arayış) kelimesini getirerek kendine sophos diyenlere
karşı philosophos (bilgiyi seven, bilgeliği seven) olduğunu belirtir. O; bu tavrıyla felsefenin bilgiyle
olan ilişkisini açıklamaya çalışmasının yanında bilgeliğin, bilgi ve kişilik yoluyla yetkinleşme oldu-
ğuna da işaret eder. Gerçekleri olduğu gibi tasavvur eden, hükümleri ona göre onaylayan ve ahlaklı
bir şekilde hareket eden insanın bilgelik yolunda olduğu ve felsefenin buna fayda sağladığı söylene-
bilir. Yetkinliğe mutlak olarak erişildiğini ileri sürmek olanaklı olmadığı gibi bu iddiada bulunmak
da bir cehalete yol açabilir. Felsefenin bilgeliği seven anlamında terimleştirilmesi önemli bir felsefi
anlayışa dayanır. Bunun dışında felsefenin birçok kavramla ilişkisi olduğu görülür (Şekil 1.2).
Sevgi, Dostluk Akıl Arayış, Sezgi
Gerçeklik Bilgi
FELSEFE
Hakikat Hikmet
Duyum Düşünme Bilgelik
Şekil 1.2: Felsefe teriminin ilişkili olduğu kavramlar
Filozofun bilgiyle uğraşması felsefenin hikmet anlamında da kullanılmasını sağlamıştır. Yunanca
eserlerin Arapçaya çevirilmesi esnasında philosophos (filozof) teriminin hem feylasûf hem de
hakîm (hakiym) olarak kullanılması bu nedenledir. Hakîm, aynı zamanda hikmet sahibi olan kişi
anlamında da kullanılır. Hikmet sahibi kişi hakîm olduğu şeyin nedenlerini bilen kişidir. Fahrettin
er-Râzî’ye göre hikmet, özü itibarıyla ilimle ilgilidir. Buna ek olarak doğruyu bilmek ve onu hayata
geçirmek de hikmetle alakalıdır. İslam felsefesinde felsefe kavramının eş anlamlısı olarak hikmet
kavramı da kullanılır. Bu anlayışın etkisi altında olan hikmet kelimesi Türkçede bilgelik anlamına
gelir, bu anlamının yanı sıra felsefe anlamı da vardır.
Felsefenin tarihsel seyrine bakıldığında onun ilk izleri Doğu medeniyetlerinde görülür. Özellikle
bu medeniyetlerin ahlak ve siyaset alanında ileri sürdüğü pratik düşünceler temelinde insan iliş-
kilerine getirdiği yorumlar, felsefenin buralarda var olduğunu kanıtlar niteliktedir. Ama varlık ala-
nında başlattığı araştırmalar ve teorik tartışmalar nedeniyle felsefenin MÖ 6. yüzyılda Antik Yunan
medeniyetinde sistematik hâle geldiği kabul edilir. Antik Yunan medeniyetinin o dönemde yüksek
refah düzeyine ulaşması ve farklı kültürlerle olan ilişkisi, felsefenin burada gelişmesine olanak
sağlamıştır. Zaman içinde felsefe farklı kültür ve coğrafyalara hızla yayılmış, hayatı ve insanı anla-
maya dönük sorgulama faaliyeti hâline gelmiştir.
Filozoflar, her çağda ve o çağın toplumlarında hakikati aramıştır. Dolayısıyla felsefeyle hakikat
arasında bir ilişki söz konusudur. Bazen gerçeklik bazen doğruluk kavramı yerine kullanılan hakikatin
tam bir tanımını yapmak zordur. Gerçeklik anlamıyla hakikat, varlıkların var olması anlamına gelir.
Doğruluk anlamıyla düşünüldüğünde ise insanın bir konu hakkındaki düşüncesinin o konunun ger-
çekliğiyle olan uygunluğudur. Hakikatin felsefede kullanımı daha çok onun doğruluk anlamı üzerin-
dedir. Filozof, insana dair her alanda düşünce üreterek hakikati aramaktadır.
15