Page 87 - Fen Lisesi Fizik 10 | 4.Ünite
P. 87

OPTİK





















                                                 Görsel 4.184: İbnü’l Heysem



                                              OKUMA PARÇASI


                                           İBNÜ’L HEYSEM (965-1039)
               İslâm  uygarlığının  Klasik  Dönemi'nde  yetişmiş   sayesinde  gerçekleştiğini  söyler.  “Göz  parlak  bir
            büyük bilgin ve düşünürlerin en önemlilerinden biri-  nesneye, bir renge ya da ışığa uzun süre bakar-
            dir. Batı'da Alhazen olarak tanınan İbnü'l-Heysem;   sa acı duymaktadır; mademki dışarıdan etki almak
            özellikle fizik, optik, astronomi ve matematik konu-  acının doğasıdır, öyleyse görsel süreçte gözün dış
            larında, döneminin genel anlamda sağlamış oldu-  bir etkinin alıcısı olduğu açıktır. Böyle bir durumda
            ğu siyasi ve ekonomik üstünlüğe bağlı olarak par-  gözden nesneye doğru bir şeylerin gittiğini varsa-
            lak başarılar sergilemiş, bundan dolayı da Batı ve   yamayız.  Tam  aksine,  nesneden  göze  doğru  bir
            Doğu kültür kuşaklarında haklı bir ün elde etmiştir.   şeylerin geldiğini varsaymak daha tutarlıdır. Çünkü
               İbnü’l Heysem Kitâb el-Menâzır isimli eserinde   acı ancak dış bir etkenin sonucu olarak ortaya çı-
            ışığın  bir  doğru  boyunca  yayıldığına  ayrıntılarıyla   kıyorsa o zaman göze acı veren ışık gözden çıkıyor
            değinmiştir.  Bunun  için  bir  dizi  deney  yapan  İb-  olamaz.”
            nü'l-Heysem, öncelikle karanlık bir odaya bir de-   İbnü'l-Heysem'e göre, ışık saydam nesnelerde
            lik aracılığıyla giren ışık örneğini ele almıştır. Yap-  çok büyük bir hızla hareket eder ve hızı az yoğun
            tığı deney ile ilgili bilgileri kendi eserinde aşağıdaki   olan ortamlarda çok yoğun ortamlara göre daha
            cümlelerle ifade etmiştir.                       fazladır. Bütün saydam nesneler yoğunlukları ora-
               “Güneş,  Ay  ya  da  ateş  ışığı  karanlık  bir  oda-  nında  ışığın  hareketine  karşı  koyarlar.  Daha  fazla
            ya  orta  büyüklükte  bir  delikten  girdiğinde  odada   yoğunluk  daha  fazla  direnç  demektir.  Ancak,  bu
            toz  parçacıkları  varsa  ve  bu  parçacıklar  havaya   direnç,  hareketi  bütünüyle  etkisiz  hale  getirecek
            yayılmış  durumdaysa  delik  aracılığıyla  giren  ışık,   kadar  fazla  değilse,  o  zaman  harekette  yalnızca
            havaya  karışmış  bulunan  toz  parçacıkları  üzerin-  zayıflama söz konusu olur. Bu gözlemleri sonucun-
            de, zeminde ve deliğin karşısındaki duvar üzerin-  da İbnü'l-Heysem, ışığın geçmesine izin veren say-
            de  oldukça  belirgin  bir  şekilde  görülür  ve  odada   dam ve geçişi engelleyen saydam olmayan (opak)
            bulunan kimse delikten zemine ya da deliğin tam   ortamlarda hızın azaldığını, opaklığın arttığı oranda
            karşısındaki duvara gelen ışığın doğrusal çizgiler-  da ışığın normale doğru büküldüğünü belirleyebil-
            de yayıldığını görür.”                           miştir.
               İbnü’l Heysem görme ve renk olayına da de-
            ğinerek  bunun  gözden  cisme  giden  herhangi  bir   (Hüseyin  Gazi  TOPDEMİR,  Optik  Biliminde  Bir
            şeyle değil cisimlerden gelen ya da yansıyan ışık   Öncü İbnül-Heysem)
















                                                                                                      273
   82   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92