Page 22 - İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük 12 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 22
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
9
İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK 12
6. ÜNİTE : II. DÜNYA SAVAŞI SONRASINDA TÜRKİYE VE DÜNYA > 6.1. II. Dünya Savaşı Sonrası Türkiye Kavram: Çok Partili
Sistem
Kavram : Çok Partili Sistem
Genel Beceriler : Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
Alan Becerileri : Tarihsel Kavrama Becerisi
Çalışmanın Adı ÇOK PARTİLİ SİYASİ HAYAT 20 dk.
Çalışmanın Amacı Çok partili sistemin önemini kavrayabilme.
Yönerge: Görsellerden ve metinden hareketle aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
Görsel 1: 1950 yılı CHP Seçim Görsel 2: İsmet İnönü Görsel 3: Adnan Menderes Görsel 4: 1950 yılı DP Seçim
Afişi Afişi
ÇOK PARTİLİ SİYASİ HAYAT
Çok partili sistem oy hakkı bulunanların birçok parti arasında seçim yapabildiği bir sistemdir. Çok
partili hayat demokrasinin bir gereği olarak görülür. Günümüzde çoğulcu demokrasilerde insanlar
özgür düşünceleri doğrultusunda ülke yönetiminde söz sahibi olabilecek partiler kurabilmektedirler.
İnsanlar yönetimde farklı düşünceleri görüp değerlendirerek kendi iradeleriyle seçme hakkına sahip
olurlar. Türk siyasal hayatındaki ve Türkiye demokratikleşme tarihindeki en önemli olaylardan birisi
de kuşkusuz Türkiye’nin çok partili siyasal rejime geçmesidir Türkiye’nin siyasal modernleşme ta-
rihi, uzun soluklu bir sürece dayanmaktadır. Türkiye gibi geç modernleşen ülkelerde, Batı’dan farklı
olarak halktan bağımsız dinamikler çok partili sisteme geçiş sürecini belirlemiştir. Türkiye’nin çok
partili sisteme geçişi iç ve dış olmak üzere iki temel dinamiğe dayanmaktadır. İçerde ekonominin
kötü gidişatına bağlı iktidardan iyice soğuyan geniş halk kesimleri ve sermaye gruplarının iktidardan
pay almak istemeleri belli ölçüde çok partili sisteme geçişi etkilemiştir. Ancak çok partili sisteme
geçişte asıl belirleyici unsur Türkiye’nin ABD ve Batı’ya yaklaşma ihtiyacı hissetmesi ve Sovyetler
Birliği’nin Türkiye için ciddi bir tehdit haline gelmesidir. Türkiye’nin çok partili hayata geçişi, siyasetin
ve ekonominin toplumsallaşması ve buna bağlı bir takım geleneklerin oluşması bakımından belli bir
mesafenin alındığını göstermektedir. Bu yönüyle, çok partili hayata geçiş, Türkiye demokrasisi için
bir milattır. Türkiye’de çok partili dönem, 9 Eylül 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde
kurulan ve Türkiye’de faaliyet gösteren Cumhuriyet Halk Partisi dışında ikinci bir partinin 1945 yılında
Nuri Demirağ liderliğindeki Millî Kalkınma Partisi kurularak 1946 genel seçimlerine çok partili sistemle
gidilmesi ile başlamıştır. Celal Bayar ve Adnan Menderes’in genel başkanlığını yaptığı Demokrat Parti,
7 Ocak 1946’da kurulan, kurulduğu yıl yapılan seçimlerde azınlıkta kalıp 4 yıl sonra yapılan seçimlerde
(14 Mayıs 1950) 27 yıllık tek parti dönemini sona erdiren, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde çok partili
seçimle iktidarı kazanmış ilk Türk siyasi partisidir. 1946 yılında çok partili hayata geçilmesi, Türkiye
demokrasisi açısından en önemli dönemi oluşturduğu söylenebilir. Çünkü bundan sonrası için askeri
darbelerle bu süreç kısa süreliğine sekteye uğratılmış olsa da, demokrasinin kurum ve kurallarının belli
ölçüde yerleşmeye başladığı görülmektedir. Bu anlamda çok partili hayata geçiş süreci rekabetçi bir
düzenin oluşmasının temelini oluşturmaktadır.
Vahap Uluç Türkiye’de Çok Partili Sisteme Geçiş: İç ve Dış Dinamiklerin Analizi
Araştırma makalesinden düzenlenmiştir.
19