Page 11 - Tasarım Beceri Atölyeleri Öğretmen El Kitabı
P. 11

ÖNSÖZ


               Eğitimli ve nitelikli insan gücü ülkelerin kalkınmasında her zaman önemli bir itici güç olmuştur. Bilgi
           çağının  getirdiği  yeni  tarz  ve  yöntemlerde  düşünme,  yönetme  ve  çalışmanın  kaçınılmaz  hale  geldiği  bilgi
           toplumu  ve  bilgi  ekonomisi;  öğrenen  birey  ve  öğrenen  organizasyonlardan  oluşan  öğrenen  toplumun
           gelişimini hedeflemektedir. Temel ekonomik kaynak olarak bilginin ve en önemli ekonomik süreç olarak da
           öğrenmenin öne çıktığı bilgi ekonomisinde güçlü bilişim teknolojileri altyapısı ile birlikte yaratıcılık, yenilik,
           bilgi  yönetimi  ve  eğitim,  ekonominin  temel  bileşenleri  olarak  görülmektedir.  Yenilik  kaynaklı  ekonomik
           kalkınmanın  gerçekleşebilmesi  için  nitelikli  ve  girişimci  insan  gücüne  yani  yeteneklere  ihtiyaç  vardır.
           Yetenekler, organizasyonların yalnızca verimliliklerini arttırmada değil, aynı zamanda küreselleşmiş dünyada
           stratejik hedeflerini gerçekleştirmede ve hızla değişen teknolojik gelişmelere öncü olmalarında da önemli rol
           oynamaktadır (TTGV, 2020). Yaşadığımız dijital dönüşüm sürecinde teknolojik çözümlerin yaygınlaşmasıyla
           katma  değeri  olan  işler  ve  buna  bağlı  olarak  da  yenilikçilik  ve  yaratıcılık  gerektiren  nitelikli  iş  gücü  öne
           çıkacaktır. Nitelikli iş gücüne olan ihtiyaç artarken her düzeyde eğitim ve öğrenme ihtiyacı da bu doğrultuda
           değişim  göstermektedir.  Öğrenmede  bireysel  farklılıklar  ön  plana  çıkmakta,  bilgiyi  sunma  yöntemleri
           konusunda büyük değişiklikler yaşanmaktadır. Öğrenme; başkalarıyla yardımlaşarak problem çözme etkinliği
           olarak algılanmakta, öğretmen ve öğrenci rolleri, öğrenme etkinlikleri, mesleki gelişim, teknolojik altyapı ve
           teknolojiye erişim gibi temel alanlardaki değişimler bu gerçeği bugünden yansıtmaktadır. Toplumun ihtiyaç
           duyduğu  birey  tipi,  öğrenme  ve  bilginin  dağıtımı  değişim  gösterirken  eğitimden  beklentiler  çeşitlenerek
           artmakta ve bireylere yirmibirinci yüzyıl becerileri kazandırma yönünde somutlaşmaktadır. Değişime ayak
           uydurabilmek, girişimcilik, başkalarıyla birlikte etkin çalışabilmek, öğrenmeyi sürdürmek yani “öğrenmeyi
           öğrenmiş olmak” ve hatta kendini sürekli geliştirme becerilerine sahip olmak için yaşam boyu öğrenme yoluyla
           “öğrenme aşığı olmak” eğitimli insan profilinin en önemli niteliklerini oluşturmaktadır (Gürbüz, 2018).

               Ortaöğretimin,  değişen  dünyanın  gerektirdiği  becerileri  kazandırmayı  hedefleyerek  değişimin  aktörü
           olacak öğrenciler yetiştirmesi için, yapısal ve bütüncül bir dönüşüme gereksinim duyulmaktadır. Bu değişim
           ve  dönüşüm  sürecinde  ortaöğretim  sistemi  sonuç  değil  süreç  odaklı,  akademik  becerilerle  birlikte  diğer
           gelişim alanlarını da dikkate alan, bireysel farklılıklara duyarlı, teknolojinin doğru ve etkin olarak kullanıldığı,
           çevresine ve öğrencilerine değer katan bir yapıya kavuşturulacaktır. İyileştirmeler gerçekleştirilirken de 21.
           yüzyılın gereksinimleri doğrultusunda güncellemeler yapılacaktır.  Bu doğrultuda ortaya konan hedeflerde
           okullar  arası  farkın  azalması,  eğitime  erişim  konusunda  yetersizliklerin  giderilmesi,  yükseköğretime  geçiş
           sürecinin desteklenmesi, öğrencilerin bilimsel becerilerle donatılması ve toplumun güçlenmesinin esas alındığı
           görülmektedir.








                                                                                                                      3
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16