Page 14 - FOTOĞRAF (seçmeli 9,10,11 ve 12. sınıflar)
P. 14

1. ÜNİTE: FOTOĞRAFIN TARİHSEL GELİŞİMİ


            1.1. Fotoğrafın Tanımı ve Tarihsel Süreci



                     HAZIRLIK ÇALIŞMASI

                  Resim ile fotoğrafın farklılıklarını ve benzerliklerini arkadaşlarınızla paylaşınız.




            Fotoğraf, çeşitli araç ve malzemeler kullanılarak görüntüyü özel bir yüzey üzerinde sabitleme yön-
          temidir. Fransızca “photographie (fotografi)” sözcüğünden gelmektedir. Fotoğraf kelimesi foton (ışık) ve
          graf (çizim) kelimelerinin birleşiminden türemiştir. Işık ile çizme olarak da tanımlanmaktadır. Tanımdan
          da anlaşılacağı gibi fotoğrafın en önemli unsuru ışıktır. Bunun için fotoğraf çeken kişinin ışığı tanıması
          bir zorunluluktur.
            Ünlü sanatçıların fotoğrafla ilgili düşünceleri şöyledir:
            H.C. Bressson [Bresson (1908-2004)]: ‘’Fotoğraf; bir insanın aklını, gözünü ve yüreğini aynı hizaya
          koymasıdır.’’
            Baha Gelenbevi (1907-1984): ‘’Fotoğraf minör bir sanat değildir.’’
            Nazım Hikmet (1902-1963): ‘‘Bazen bir küçük fotoğraf dört ciltlik bir sosyoloji eserinin, beş saat süren
          bir nutkun anlatamadığını bir anda sezdirir. Fotoğraf makinesi bazen yalancıdır ama doğru söylediği
          vakit hakikatleri onun kadar kuvvetle verebilen yoktur.’’
            Kracauer  [Krakour  (1889-1966)]:  “Fotoğraf,  filmle  birlikte  kendi  ham  maddesini  ortaya  koyan  tek
          sanattır. Sanatçı, düş gücüne sahip bir okuyucu ya da doymak bilmez merakın dürtüsündeki bir kâşifin
          özelliklerini taşır.
            Mağara resimlerinden bugünün teknolojisine ulaşan insanoğlunun duygularını çizerek ve boyayarak
          bir yüzey üzerine aktarma ve kalıcı bir dil oluşturma çalışmaları günümüze dek süregelmiştir. Fotoğrafın
          ortaya çıkışını hazırlayan teknik gelişmeler; camera obscura [kamera obskura (karanlık oda)] icadı, op-
          tik görüntünün elde edilmesi ve ışığa duyarlı maddelerin keşfi olarak sıralanabilir.
            Mo Ti (MÖ 470-391) adlı Çinli filozof, karanlık oda olarak da bilinen kameranın icat edilmesinden
          yüzlerce yıl önce eserlerinde bu optik aygıttan bahsetmiştir. Mo Ti, yüzey üzerinde görüntü oluşturmakla
          ilgili gözleminden ve bu optik aygıttan “toplanma yeri’’ ya da ‘‘hazine evi’’ olarak söz etmektedir. Gözlem
          sonucu ortaya çıkan bu basit aygıt, 11. yüzyılda Arap astronomi bilginlerince Güneş ve Ay tutulmasını
          izlemek için kullanılmıştır. Karanlık kutuyu yaptığı çalışmalarda ilk kez kullanan bilim insanı Arap fizikçi
          İbnü’l-Heysem’dir.
                                                                         İbnü’l-Heysem  (965-1039)  ışı-
                                                                       ğın  doğrusal  yansımasını  göster-
                                                                       mek amacıyla mumları kullanarak
                                                                       bir  deney  yapmıştır  (Görsel  1.1).
                                                                       Heysem,  ''Kitab  el  Menâzır''  adlı
                                                                       eserinde yer verdiği bu deneyiyle
                                                                       karanlık odanın çalışma sistemini
                                                                       açıklamıştır.  İbnü’l-Heysem’in  op-
                                                                       tikle  ilgili  yazıları  12.  ve  13.  yüz-
                                                                       yılda  Latinceye  çevrilmiştir.  Bu
                                                                       yazılar ve çalışmalar Heysem’den
                                                                       sonraki  bilginlerin  çalışmalarına
                                                                       önemli  katkılar  sağlayarak  optik
                                                                       bilimin  ortaya  çıkmasına  öncülük
                                                                       etmiştir.
          Görsel 1.1: İbnü’l-Heysem’in üç mum deneyi





          12
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19