Page 168 - SANAT ESERLERİ ANALİZİ 12
P. 168
Munch, resmin adını kendi çevresini saran dünyadan gelen,
gizemli bir çığlıktan aldığını söylemiştir. Bu anı birkaç yıl önce
Christiania’daki (bugün Oslo) bir yürüyüşün hatırası olan imge
hakkında defalarca bir şeyler yazmıştır: "İki arkadaşımla birlikte
yolda yürüyordum, güneş battı. Birden gökyüzü kan rengi oldu ve
bir hüzün soluğu hissettim... Doğanın içinden kocaman olağandı-
şı bir çığlığın geçtiğini duydum.” [Görsel 3.45 (a)].
Çözümleme
Cepheden bakılarak yapılan bu eserde açık kompozisyon uy-
gulanmıştır. Yüzünde büyük bir dehşet ifadesiyle başını ellerinin
arasına almış, korku içindeki figür resmin odak noktasını oluş-
turmaktadır [Görsel 3.45 (b)]. Köprü üzerindeki öndeki figür ile
arkadaki figürler arasında oluşturulan espas ve köprünün korku-
luklarında görülen perspektif resimdeki derinlik etkisini güçlen-
dirmiştir. Görsel 3.45 (a)
Mekânda kıvrımlı gökyüzü, yatay, digonal, eğri, birbirini kesen
çizgiler, aşağıya, sağa, sola doğru akan eğri çizgiler resme ha-
reket ve dinamizm katmaktadır [Görsel 3.45 (c)]. Belirgin fırça
izleriyle organik şekiller oluşturulmuştur. Belirgin fırça darbeleri
ile sıcak-soğuk, açık-koyu renklerin dengeli bir şekilde yansıtıldı-
ğı bir eserdir. Gökyüzünde oluşturulan hafif ışık, resmin akşam
üzeri yapıldığını hissettirir. Resimde fırça izleriyle yapay doku et-
kisi oluşturulmuştur. Renk, çizgi, dokular dengeli, gerçek büyük-
lüğünde yapılan figürler kendi aralarında orantılıdır.
Yorumlama
Sanatçı eserde, sessiz bir başkaldırı niteliği taşıyan çatışma,
hüzün ve acıyı çarpıcı renklerle anlatmıştır. Edvard Munch, bu
resmi içsel çıkmazlarını, anksiyetelerini açık şekilde ifade etmek
için yapmış olabilir. Öndeki figürün yüzündeki korku, endişe ve
şaşkınlık izleyicide bir şeylerin yolunda gitmediği hissini uyan-
dırır. Arkadaki figürlerin bu figürden uzak olması ve yüzlerindeki
ifadelerin görülememesi, korkunun yanı sıra yalnızlık, terk edil- Görsel 3.45 (b)
mişlik duygusunu da hissettirir.
Fırça darbeleri, renk kullanımı ve formların deformasyona uğra-
tılması fiziksel gerçekliklerden çok, insanın duygularının dışavu-
rumu şeklinde kendini gösterir.
Yargı
Müzelerde sergilenebilecek güzellikte olan “Çığlık”, dışavurum-
culuk akımının üslup özelliklerini taşıması açısından önemli ve
başarılıdır. Endişe ve korku gibi duyguları anlatırken sanatçının
biçimsel kaygı taşımaması dönemsel bir özelliktir. Sanatçı duy-
gularını, hem figürlerindeki ifadelerle hem de belirgin üslup özel-
liği ile eserine yansıtmıştır. Bu, ekspresyonizmin özünü göster-
mektedir. Eser; sıcak ve soğuk renklerin bir arada olduğu, fırça
darbeleri, renk kullanımı, çeşitli çizgi ve formların çarpıtılması ile
fiziksel gerçekliklerden çok, insan doğasının, duygularının başa-
rılı ifadesi nedeniyle müzede sergilenmeye değer bir eserdir. Bu
eser dışavurumcu kuram içerinde değerlendirilmektedir.
Görsel 3.45 (c)
SANAT ESERLERİ ANALİZİ 165