Page 18 - ÇOK SESLİ KORO | 10
P. 18
1. ÜNİTE
OKUMA PARÇASI
Görsel 1.7: Devlet Çoksesl� Korosu
TÜRKİYE’DE ÇOK SESLİ MÜZİK
Ülkemizde çok sesli müzik, Cumhuriyet’in ilan edilmesinden önce de yeniliklere açık ve modernleşme ha-
reketlerine uyum gösteren çerçevede varlık göstermişti r. 2. Mahmut zamanında saray orkestraları kurulmuş,
önemli gün ve resmî davetlerde konserler verilmişti r. Ancak Cumhuriyet’in ilan edilmesi ile birlikte kurumsal-
laşma yoluna gidilip resmî anlamda da müziğin yeri oluşturulmaya başlanmıştı r. Günümüzde varlığını sürdüren
birçok resmî müzik kurumunun temelleri Cumhuriyet’in kurulması ile atı lmıştı r. Yurt dışına müzik eğiti mi almak
üzere sanatçılar gönderilmişti r. Bu sanatçılar Türkiye’ye geri döndüklerinde resmî müzik kurumlarını Atatürk’ün
desteği ve sunduğu imkânlarla kurmuşlardır. Kendileri de bu kurumlarda akti f olarak eğiti m vermişler, sanatçı ve
müzik öğretmeni yeti şti rmişlerdir.
Cumhuriyet’ten hemen sonra yurdumuza gelen yabancı müzik insanları, sanatçılar ve besteciler çağdaş mü-
zik yolunda ilerlemekte olan Türk müziğine katkı sağlamışlardır. Türk müziğinin özgün yapısını terk etmeden
Batı formları ile yoğrulması sürecinde önemli rol oynamışlardır. Çok sesli müziğin evrenselleşme anlamında bir
gereklilik olduğunu savunmanın yanı sıra öz müziğimiz üzerinde evrenselleşme hareketlerinin nasıl yapılacağı
üzerinde durmuşlardır.
Cumhuriyet’in yenilikçi adımlarına sanat anlamında kurumsallaşma da ayak uydurmuştur. Müzik eğiti mi ve-
ren resmî kurumlar yaygınlaşmaya başlamış, kendi gelenek ve kültürümüzle de harmanlanarak yeniden boyut
kazanmıştı r. Modernleşme sadece teknolojide değil, toplumsal hayat, sanat ve kültür anlamında da kendi değer-
lerini kaybetmeden şekil almaya başlamıştı r.
Mustafa Kemal Atatürk, medeniyete giden yolun müzikte ve sanatt a yapılacak reformlardan da geçti ğini her
fı rsatt a savunmuştur. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk 1 Kasım 1934’te TBMM’de yaptı ğı açış konuşmasında
“…Ulusal, ince duyguları ve düşünceleri anlatan yüksek deyişleri ve söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce, ge-
nel son müzik kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu güzeyde (gölgede kalan) Türk ulusal müziği yükselebilir,
evrensel müzikte yerini alabilir.” demişti r. Bu görüşten yola çıkarak, kendi müzik değerlerini koruyarak besteler
yapan Türk besteciler Batı ’nın müzik anlayışı ve değerlerini ülkemizin kültürel değerleriyle harmanlamışlardır.
Türkiye’de çok sesli müziğin önemli bestecileri Batı tekniği ile müzik yapmanın medeni seviyelere ulaşmış
toplumların belirteçleri arasında olduğunu işaret etmişlerdir.
Komisyon
ÇOK SESLİ KORO MÜZİĞİNE GİRİŞ 17