Page 19 - ÇALGI TOPLULUKLARI (TÜRK SANAT MÜZİĞİ) | 11
P. 19
Toplu Çalmanın Önemi
Çalgı toplulukları, öğrencilerin birlikte çalıştığı grupla ve sosyal çevresiyle et-
kileşimini artırarak ilişkilerinin daha sağlıklı ve düzenli olmasını sağlar. Öğrenciyi
öğrenci grupları içinde aktif hâle getiren çalgı toplulukları, bireysel yeterliliklerin
gelişmesine, bir yandan da toplumsal becerilerin pekişmesine yardımcı olur.
Çalgı topluluğu ile dinletiler düzenleyerek öğrencilerin birlikte müzik yapma ve
sunma becerilerinin gelişmesi sağlanmalıdır.
Birden fazla çalgı bir araya gelerek müzik yaptığında dikkat edilmesi gereken
önemli konulardan biri akort birliğidir. Doğru sesle eserleri seslendirebilmek için
çalışmaların başında tüm enstrümanlar akortlarını yapmalıdır.
OKUMA METNİ
Aşağıdaki metni okuyunuz , metinde anlatılanları vatanseverlik ve sorumluluk açısından değer-
lendiriniz.
İSMÂİL HAKKI BEY (1866-1927)
İsmâil Hakkı Bey (Görsel 1.9) özellikle bestekârlığı ve hocalığı ile tanınmış-
tır. Saz semâisi, peşrev, longa, oyun havası, zeybek, kâr, kâr-ı nâtık, beste,
semâi, şarkı, köçekçe, marş, tevşîh, durak, ilâhi, şuğul, nefes gibi Türk mûsiki-
sinin hemen her formunda 2000 civarında eser vermiş nadir sanatkârların-
dandır. Çok kolay beste yaptığı, ders verirken bir taraftan da eser bestelediği
söylenir. Canlı, yumuşak ve lirik bir üslûbun hâkim olduğu eserlerinde zen-
gin ifade gücünden doğan melodik yapının yanında geniş bir ufuk gözlenir.
Yılmaz Öztuna’nın listesini verdiği toplam 940 eserin yarısından fazlası şar-
kı formundadır. Eserleri arasında, “Gülşende yine âh u enîn eyledi bülbül”
mısraıyla başlayan rast ve “Seni hükm-i ezel âşûb-i devrân etmek istermiş”
mısraıyla başlayan nihâvend şarkılarıyla “Dü cihânın mefhari” mısraıyla
başlayan uşşak ve “Kullarında yok sana lâyık metâ” mısraıyla başlayan eviç Görsel 1.9: İsmâil
ramazan ilâhisi günümüzde okunan eserlerinden birkaçıdır. Mehmed Âkif Hakkı Bey
Ersoy’un İstiklâl Marşı’nı rast makamında besteleyen (1922) İsmâil Hakkı
Bey’in aynı makamda bestelediği, “Ordumuz etti yemin” mısraıyla başla-
yan Ordu Marşı ve “Ey şanlı ordu ey şanlı asker” mısraıyla başlayan Tekbir ve Cenk Marşı ile mâhur ma-
kamındaki, “Gāfil ne bilir neşve-i pürşevk-i vegāyı” mısraıyla başlayan Mehterhâne-yi Hâkānî Marşı da
günümüze çok az eserle intikal etmiş mehter repertuvarının sevilen örnekleri arasındadır.
“Muallim” lakabıyla tanınan İsmâil Hakkı Bey, kurduğu Mûsiki-i Osmânî Cemiyeti (Mektebi) ile dönemin
mûsiki eğitim ve öğretim çalışmalarını önemli ölçüde desteklemiş, önceleri birkaç kişiden ibaret olan ince
1. ÜNİTE saz takımlarındaki geleneksel yapının dışına çıkarak otuz-kırk kişilik ses ve saz topluluğu ile halka açık
icraların ilk örneklerini vermiş, ayrıca Şehzadebaşı’ndaki Yeni Ferah Tiyatrosu’nda kurduğu İstanbul Ope-
reti’nin orkestrasını bizzat yönetmiştir. Öte yandan Mûsiki-i Osmânî Mektebi adına yapmış olduğu fasıl
defteri ve yaprak biçimindeki nota yayınları devrin mûsiki repertuvarı için önemli bir katkıdır.
Yayımlanan eserleri şunlardır: Mahzen-i Esrâr-ı Mûsiki yahut Teganniyât-ı Osmânî (İstanbul 1313); Solfej
Nota Dersleri, Usûlât, Solfej, Makāmât ve İlâveli Nota Dersleri (İstanbul 1335, 1341); Mûsiki Tekâmül Ders-
leri (İstanbul 1926); Zeybek Oyun Havaları (İstanbul, ts.).
https://islamansiklopedisi.org.tr/ismail-hakki-bey adresinden alınmıştır.
18

