Page 35 - ÇALGI EĞİTİMİ | TAMBUR 11
P. 35

FORM BİLGİSİ


                                                         PEŞREV

                   Peşrev kelimesi sözlüklerde, "önde giden, önde yer alan" anlamını içeren aslı 'pişrev' olan Farsça kökenli
               bir kelimedir. Türkçede 'peşrev' olarak kullanılan kelimenin musiki terim anlamı "başta icra edilen eser" dir.
               Peşrev Türk musiki saz eseri formlarının en büyüğü ve en çok tanınanıdır. Forma bu ismin verilmesinin
               nedeni de peşrevlerin her çeşit musiki faslının (günümüzde Türk musikisi program ve konserlerinin) en
               başında icra edilmesi geleneğidir. Klasik fasılda ise bu bir kural durumundadır.
                   Peşrevlerin, kendilerini takip edecek aynı makamdaki eserlerin melodilerine kulakları alıştırmak gibi
               bir işlevi vardır. Peşrevler genel olarak her birine “hane” adı verilen dört bölümden meydana gelir. İki, üç
               ve beş haneli peşrevler varsa da bunlar azdır.
                   Peşrevlerde  her  haneden  sonra  nağmeleri  hiç  değişmeden  tekrarlanan  bölüme  "teslim"  veya
               “mülâzime” adı verilir. Genellikle büyük, bazen de küçük usullerle bestelenen peşrevlerde hiçbir zaman
               aksak  usuller  kullanılmaz.  Büyük  usullerin  birçok  çeşidinin  kullanıldığı  peşrevlerde  en  çok  devri  kebir
               usulünün tercih edildiği söylenebilir.


                                                           SAZ SEMAİSİ
                   Türk saz musikisinin peşrevden sonra gelen en önemli formudur. Saz semaileri bu adı öteden beri
               aksak semai, sengin semai, yürük semai gibi semai usulleriyle bestelenmiş olmaları dolayısıyla almıştır.
               Sözlü musikide de bu usullerle bestelenen eserler ağır semai, sengin semai, yürük semai gibi form adı alır.
               Gerçekte birer usul adı olan bu isimler aynı zamanda forma da isim olmuştur.
                  Saz semaileri klasik faslın ve bugün de her türlü faslın en sonunda yer alan musiki eserleridir. Formun
               tarihi oldukça eskidir. Peşrevler gibi haneli ve mülâzimeli bir yapıya sahip olan saz semaileri XIX. yüzyılın
               ikinci yarısından itibaren yaygın şekilde dört haneli biçimde kullanılır.
                    Eski  devirlerde  sengin  semai,  yürük  semai  ve  aksak  semainin  16’lık  mertebesi  olan  curcuna  gibi
               usullerle bestelenebilen saz semaileri, Türk musiki tarihinde büyük saz eseri bestecilerinin zevk ve teknik
               süzgecinden geçerek bugüne ulaşan bir biçim almıştır. Bu biçim günümüzde yaygın şekilde kullanılan dört
               haneli, mülâzimeli ve dördüncü hanesinde usul geçkisi yapılan biçimdir. İlk üç hanesi aksak semai usulü ile
               bestelenir. Dördüncü hanede ise semai, yürük semai, sengin semai, birleşik nîm-sofyan, birleşik sofyan gibi
               semai usullerinden birine geçilir. Saz semaileri peşrevlerde olduğu gibi birinci hanedeki makamın adıyla
               anılır; rast saz semaisi, suzinak saz semaisi gibi.






















                                                                                  Görsel 2.1: Tambur  Ön Yüzü



                                                             34
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40