Page 30 - TSM KORO 11 TSM
P. 30

Okuma Metni





                                                   TÜRK MUSİKİSİ KİMİNDİR?

                   Musiki konusu, şairin beytindeki kâseifağfura (Çin porseleni) döndü; bir dokunuşa bin ah ile cevap
               veriyor.
                   Doğrusu, şimdi ona biraz dokunmak için elime kalemi alırken sanki çığlık kopacakmış gibi içimde gizli
               bir korku seziyorum.
                   Fakat bu korkuyu yenmek lazım. Çünkü yaralanmış bir millî mevzu, gücü yeten yetmeyen herkesi
               imdadına çağırıyor. Ben, onun sesine ilgisiz kalamayacağım ve gücüm nispetinde yardımına koşacağım.
               Belli bir ağızdan çıkmaksızın hava boşluğunda dolaşan işitilmez ama kuvvetle duyurulur bir ses soruyor:
                   -Türk musikisi kimindir? İhtimal ki bu soruya yine belirli bir ağızdan çıkmayan işitilmez başka bir ses
               şöyle karşı gelir:
                   -Kendiniz “Türk musikisi” olduğunu söyleyip, duruyorken kimin olduğunu sormamalısınız.
                   Aramızda bazı kimseler Türk musikisi denilen sanatın bizim millî musikimiz olmadığı kanaatindedirler.
               Bu düşünceye sahip olanların hepsi Türk musikisinin yabancı bir milletten bize geçtiği hususunda ittifak
               edememişlerdir. Musikimizi kimisi İranlılara kimisi Araplara kimisi Yunanlılara kimisi de Bizanslılara mal
               ediyor. Ben her iki fikri de ilgililerince makul sayılan sebeplere dayanarak anlayışla karşılarım. Çünkü her
               zümrenin yabancı yazarlardan birer veya birkaç savunucusu vardır ve bu kişilerden her biri iddiasını öte-
               kilerden daha gür bir sesle haykırmaya çalışır.
                                                                    Zannediyorum  ki  bu  sesler  çeşitli  yollardan  sı-
                                                                zarak  içimize  kadar  sokulabilmiş  ve  bizdeki  fikir
                                                                cereyanlarını doğurmuş olabilir. Elbette ki herkes
                                                                işini gücünü bırakıp da musikimizin nereden geldi-
                                                                ğini araştırmakla uğraşamayacağı için hazır düşün-
                                                                celerden hangisini daha önce duymuş veya hangi-
                                                                sini daha aklına yatkın bulmuş ise ona kanmıştır.
                                                                  İlaveye  gerek  görmem  musikimizin  kendilerine
                                                                mal edilmesi suretiyle iltifat gören milletler de bu
                                                                hediyeyi bize bir kırıntı bile bırakmayacak hevesle
                                                                benimsemekte hızlı davranmışlardır.
                                                                         Bizim  hakaretle  tabiiyetimizden  kovdu-
                                                                ğumuz şu kıymetsiz musikiye çeşitli milletler ta-
                                                                rafından böyle kapış kapış kendilerine mal etme
                                                                iddialarını gördükçe onu attığımıza pişman olaca-
                                                                ğımız  gelsegerektir. Ancak  Batı  yazarlarından  bir
               kısmı cüretlerini fazlaca artırarak Türklerin genellikle sanat yeteneğinden ve bu arada musiki kabiliye-
               tinden tamamen yoksun olduklarını, Türkçe zannedilen şarkıların aslında Rumcadan çevrilmiş olduğunu
               söyleyecek kadar ileriye gitmişlerdir. Görülüyor ki el birliğiyle çözümlenmesi gereken önemli bir millî
               mesele bizden yardım beklemektedir ve Türk musikisinin kime ait olduğunu ortaya çıkarmamıza mutlaka
               ihtiyaç vardır.
                   Ben bu konunun her tarafını inceleyebilmek cesaret ve davasında değilim. Zaten geçmişte doğru
               edindiğimiz bilgiler üzerinde yer yer zifiri karanlıklar saçan iri bilinmezlik bulutları görülmektedir ki bun-
               ların ne zaman dağılacakları, hatta dağılıp dağılmayacakları anlaşılamaz.
                   Benim maksadım, bugün elimdeki araçlarla yetinmek suretiyle İran, Arap, Bizans musikilerinden her
               birinin kimliği ve Türk musikisiyle ilgisi hakkında birkaç makalelik yazım deneyimi yapmaktan ibarettir.
               Şunu da ilave edeyim ki yazılarımı okuma zahmetine katlanacak kişilerin Türk musikisini az çok bilen ki-
               şiler olduklarını var saymak zorundayım.

                                                                                                                                                  Sadeddin Arel
                                                                                          TÜRK MUSİKİSİ KİMİNDİR
                                                                             Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları
                                                                                                Nüve Matbaası
                                                                                                  Ankara 1988







 28  TÜRK SANAT MÜZİĞİ MAKAM BİLGİSİ                                        TÜRK SANAT MÜZİĞİ MAKAM BİLGİSİ  29
   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35