Page 76 - TSM KORO 11 TSM
P. 76

Okuma Metni




                                     UT’UN TARİH İÇİNDEKİ GELİŞİMİ VE MÜZİĞİMİZDEKİ YERİ

                   Ut; yüzyıllar boyu en önemli müzik aleti niteliği altında, benzer ad ve biçimlerde, Doğu’da ve Batı’da
               kullanılmış olan bir sazdır. Müslüman uluslar arasında çağlar boyu “baş saz, sazların kraliçesi” adını taşı-
               mıştır. Bu önem Ut’un çok telli düşey gelişimli icrası ile her şeyden önce öğrenilmesi kolay, üzerinde hemen
               hemen bütün müzik sistemlerinin icrası mümkün, aynı zamanda eşlik-ritim-çokses imkânlarına sahip bir
               alet olma özelliğinden doğmuş olsa gerektir.
                   “Ağacın öz maddesi, ahşap” anlamındaki Arapça adı “Al Oud” Türkçeye Ut; öbür dillere ise Lute,
               Luth, Laute, Liuto, Laud, Alaud, Luit, Lut şekillerinde geçmiş olan bu alet hakkındaki bilgilerimiz, kutsal
               kitaplarda yazılı olan dinî hikayelere, tarihî söylentilere ve sayıca çok az olan bazı bilimsel eserlere da-
               yanmaktadır.
                   Ut üzerine yazılmış olanların herhalde elde mevcut çok küçük bir kısmını teşkil eden ve hemen hep-
               sinde irili ufaklı ayrılıklar bulunan bu eserler içinde incelemek imkânını bulabildiklerimizden çıkan ortak
               sonuçlara göre:
                   Önce Mezopotamya uygarlığını yaratan uluslar arasında, sonra sırasıyla Mısır’da, İran’da ve Arabistan’da
               birbirine az çok yakın şekillerde kullanılmış olan Ut, VII. yüzyıla kadar armut biçiminde, dört tek telli, per-
               deli bir çalgıydı. VII- VIII. yüzyılda yaşamış olan Mansur Zalzal adlı Arap sanatçısı Ut’a, bugünkü yumurta
               biçimini verdi.
                   Alet büyük Türk bilgini Farabi zamanına kadar (X. yüzyıl) bu biçimde, perdeli ve dört tek telli olarak
               geldi. Araplar bu dört telin en alt ve en üsttekilerine Acemce “kalın” ve “ince” anlamında “bam” ve “zir”
               adlarını vermişlerdir.
                   X.yüzyılda yaşamış olan Yakub el- Kındi, Ut’a beşinci telin ilave edilmiş olduğunu söyler. Bu ilave, Türk
               yazarlara göre Farabi; Arap ve onların etkisi altındaki Batılı yazarlara göre ise IX.yüzyılda yaşamış Arap
               şarkıcı Ziryab tarafından yapılmıştır. İbni Sina ve Safiyüddin’in bildirdiklerine göre, Ut’un telleri yine bu
               yüzyıl içinde çiftleştirilmiştir.
                   Ut, XIII ila XVIII. yüzyıllar arasında Luth adı altında, tel sayısı ve akordu ile sap ve gövde büyüklükleri
               az, ‘‘çok farklı şekillerde’’ Orta Avrupa ve İngiltere’de toplumun ileri gelen kişilerinden saz şairlerine (tro-
               ubadour’lara) kadar hemen herkes tarafından büyük ilgi görmüş, zevkle çalınmış, sadece bu alet için mu-
               azzam bir repertuar meydana getirilmiştir. Luth’un, Ut’dan farklı perdeli oluşu çok sesli müzik gelişmeye
               başladıktan sonra da parmakla çalınmasıdır.
                   Ut da dahil olmak üzere, eski Türk sazları hakkında bize etraflı bilimsel bilgi veren çok eski eserler-
               den yoksunuz. Bu alandaki çok sınırlı eserler içinde en önemlilerinden biri X. yüzyılın ünlü müzik bilgini
               Farabi’nin “Büyük Müzik Kitabı”dır. Daha sonra, XV. yüzyılda yaşamış olan Ahmet oğlu Şükrullah da ritim
               aletleri dışında, dokuz adet olarak gösterdiği Osmanlı Türklerinin müzik aletleri hakkında etraflı bilgiler
               vermiştir. XVII. yüzyıl  yazarlarından El-Buhari’den, Hindistan’da da kullanıldığını öğrendiğimiz Ut, aynı
               çağlarda Osmanlılarda gözde bir alet olduğu halde bu yüzyıldan, klasik müziğin zirveye ulaştığı XIX. yüzyıla
               kadar, din ve saray çevrelerinde sanat müziğine hâkim olan ney-tanbur ikilisinin üstünlüğü altında göz-
               den düşmüştür. (Bunda, Kanun gibi Ut’u da Arap müziğine mahsus bir alet olarak görenlerin etkisi olmuş
               olabileceği düşünülebilir.) Ancak, XIX.yüzyılın ikinci yarısından sonra, klasik fasılların yanısıra halk tarzı
               fasılların da gün geçtikçe yaygınlaşmaya başlamasıyla daha çok sine keman, kemençe, lavta, kanun ve def
               gibi sazların yer aldığı bu ikinci türden fasılların içinde Ut’un da yeniden rağbetle kullanılmaya başlandığı
               görülür. İmparatorluğun son devirlerinde özellikle başkent İstanbul’da, hemen her aile içinde çalınan ve
               böylece “harcıâlem” bir müzik aleti durumuna gelen Ut, başta da söylediğimiz gibi her şeyden önce kolay
               öğrenilmesi sayesinde sözlü müzik çalışmalarında da (meşk) en başta gelen bir eşlik sazı olmuştur.
                   XIX.yüzyılın ikinci yarısı ile XX.yüzyılın ilk yarısı arasında sahip olmuş olduğu büyük icracılar sayesinde
               ve eşlikte icra-göçürme kolaylığı, ritim-uyum(akor) imkânlarına aynı zamanda sahip olması, bas karakteri
               ve 3.5 oktavlık geniş kullanma hacmiyle müziğimizin çok önemli bir mızraplı sazı niteliğini kazanmıştır.
                   Ut’un, gelecekteki çok sesli müzik uygulaması içinde gerekli yerine oturtulmasını kolaylaştıracak bir
               özelliği de çok sesli icraya imkân vermesidir. Çok sesli müzik icrasının klasik ve halk müziğimizde şimdiye
               kadar söz konusu olmamış olması sebebiyle “aynı anda farklı parça çalan veya icra sırasında birbirine eşlik
               etme durumunda bulunan birden fazla müzik aleti” konusu metotlarda işlenmemiştir. Oysa, çok sesli Türk
               müziğinin gelişmesinde en büyük rolü, saz müziğindeki çok sesliliğin oynayacağı açıktır.



                                                                                              Cinuçen Tanrıkorur
                                                                                                     Ut Metodu
                                                                                                  İstanbul, 2000



 74  TÜRK SANAT MÜZİĞİ MAKAMLARINDA                                        TÜRK SANAT MÜZİĞİ MAKAMLARINDA    75
 ESER UYGULAMALARI                                                                     ESER UYGULAMALARI
   71   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81