Page 63 - ÇALGI EĞİTİMİ KLASİK KEMENÇE 12
P. 63
ÜNİTE 2
OKUMA METNİ
DÖNEM BESTECİLERİ
Osmanlı İmparatorluğunda müzik sanatının en yaygın ve güçlü olduğu
dönemlerden Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar olan dönemde Rum ve Ermeni
asıllı bestecilerimizin eserleri önemli bir yere sahiptir. Ermeni bestecilerimiz, hem
yoğunluk hem de nitelik bakımından ilk sırada yer alır. Özellikle uygulamadaki
başarıları daha fazladır. Türk kültürünün temelini özümsemiş olan Ermeni asıllı
sanatçılar, eski bestecilerle icra yönünden aynı konumlara gelselerde besteci
yönleriyle dikkat çekerler. Seyahatnamelerde, ilk müzikologların yazı ve arşivlerinde
besteciler arasında Ermeni asıllı sanatçılar da geçer. Örneğin Türk müzik tarihi
içinde çok önemli bir yere sahip olan “Itri, Seyyid Nuh, Hamâmîzâde İsmail Dede
Efendi, Hafız Post, Sadullah Ağa, Şakir Ağa” gibi isimlerin yanında “Asdik Ağa,
Kemani Tatyos, Bimen Efendi(Görsel 2.8) ve Nikoğos Ağa” gibi Ermeni asıllı
bestecilerin de adları bulunur. Ermeni vatandaşlar, Cumhuriyet döneminde hem
senfoni orkestraları içinde hem de operaların orkestra, koro, solo kadrolarında
önemli yerlere sahiplerdir. Besteci ve icracılar arasında Ermeni asıllı vatandaşların
yeri unutulmamalıdır. Kilise korolarında çok sesli müzikle yetişen ve Batı müziğinin
inceliklerine sahip birçok Ermeni sanatçı, hem opera hem senfoni orkestrası gibi
çok sesli müziğin iki ana bölümünde yer almakta hiç zorluk çekmemiştir. Sayıları
az da olsa bu kurumlarda isimlerini de Türkçeleştirerek müzik yaşantısına devam
eden Ermeni sanatçılar vardır. Bizimle yaşadıkları sürece kültürümüzü, dilimizi
özümsemiş ve kendi kültürlerinden ziyade bizden biri olma yolunu seçmişlerdir.
Bir taraftan kilisede çok sesli müzik eşliğinde ayinlerini devam ettirirken diğer
taraftan Türk müziğinin en sevilen makamlarıyla şarkılar bestelemişler, fasıl
müziği alanında önemli ve etkin bir duruma gelmişler, fasıl müziğinin geniş bir
repertuvara sahip olmasını sağlamışlardır. Öyle ki Selanikli Ahmet Bey ve Nasibin
Mehmet Bey’in isimleri yanında Nikoğos Ağa ve Bimen Şen (Dergezeryan) aynı
değerdedir. Fasıl müziğine olan katkıları, hanendelik alanında da kendini gösterir.
Ermeni bestecilerin fasıl müziğinden şarkı tarzına, usul ve makam zenginliğinden
nitelikli eserlere açılan geniş bir yelpazede başarıları ve etkileri büyük olmuştur.
Müziğin söz ve saz alanına ilişkin başarılar konusunda kaynaklar birleşir. İcrada
olduğu kadar bestecilik alanındaki isimleri, tanınmış diğer bestecilerle bir arada her
zaman anılmaktadır. Hamparsum’dan Udi Hırant’a, Kemani Ali Ağa’dan (Aleksan
Efendi) ismini de Türkçeleştiren Artaki Candan’a kadar birçok isim, Türk müziğinin
ünlü besteci ve icracıları arasında onurlu ve unutulmaz yerlerini almışlardır. Türk
müziği, makam ve usul yapısından icra tarzına kadar özellikleri ve derinliğine
duygu yüklü biçimiyle bizi bütünleştiren ve kapsayan millî sanatımızdır. Türk
toplumunda yaşayan insanlar bu müziği çok seviyorlardı başka bir deyişle bu
olağanüstü güzelliği dinleyebilenler, farklı din ve geleneklere mensup olsalar bile
bu müziğe olan hayranlığından asla vazgeçemezlerdi. Yukarıda belirtilen farklı
koşullara rağmen Ermeni asıllı besteci ve icracıların Türk müziğini besteleyip icra
etmesi, Türk müziğinin büyüklüğünü ve gücünü göstermektedir. Bu, hiçbir ülkenin
geleneksel müzik tarihinde görülemeyecek bir olgudur.
61

