Page 104 - THM TEORİ VE UYGULAMASI (ORTAK-TSM) 12
P. 104
OKUMA METNI
MÜZIKLI TOPLANTILARDA KADINLARIN KULLANDIKLARI
ÇALGILAR VE IŞLEVLERI
Türk halk kültürünün başlıca geçiş dönemleri olarak bilinen “doğum”, “evlenme” ve “ölüm” aşamalarının
hemen hemen tamamında kadınların etkin rol oynadıkları gözlenir. Mahalle, kasaba ve köy gibi yerleşim-
lerde kadınların sosyalleşmeleri daha çok müzikli eğlentiler sayesinde olur. Kadınların geleneksel müzikli
toplantı ve eğlentileri “gezek, kekil günü (kâkül günü), samurt” gibi çeşitli yerel isimlerle anılır. Türkü, mâni
ve halk hikâyesi gibi sözlü kültür ürünlerinin doğal paylaşım alanları olan bu toplantılar; bir taraftan sözlü
kültür ögeleri dağarcığını zenginleştirirken diğer taraftan da toplumsal belleğin ve toplumsal normların ge-
lecek kuşaklara aktarılmasını sağlar.
Türk halk kültüründe evlenme aşamasında kadınların katılımıyla gerçekleştirilen geleneksel müzikli top-
lantılarda eğlence işlevi öne çıkar. Bu müzikli gelenekleri gerçekleştirirken kadınların kullandıkları çalgılar
üç grupta toplanır:
1) Kadınların gündelik yaşamlarında kullandıkları mutfak gereçleri (leğen, güğüm, kazan, metal tepsi,
ibrik, toprak çömlek, kaşık, bardak, fincan, cam bilezik vb.)
2) Türk halk çalgılarından “vurmalı çalgı” grubundaki çalgılar (zilli ve zilsiz tef, delbek, dümbek, darbuka,
daire, zil, zilli maşa vb.)
3) Türk halk müziği, Türk sanat müziği ve Batı müziği türlerine ait çalgılar (bağlama, ut, kanun, keman vb.)
Ege Bölgesi’nde kadınların yerel müzikli toplantılarında gözlenen en yaygın uygulama; ezgilerin seslen-
dirilmesi sırasında eşlik çalgısı olarak tepsi, leğen, ibrik, kaşık ve bakır kap gibi mutfak gereçlerinden yarar-
lanılmasıdır. Bursa’nın Orhaneli ilçesi ve köylerinde çoğunlukla bakırın tercih edildiği gözlenir. Bakır çalan
kadınlar yöre türkülerine hâkim; düğün, kına vb. müzikli törenlerde de aranan kişilerdir. Bakırla ezgilerin
seslendirilmesi sırasında bakır ters çevrilerek çalınır. Bu icraya daima bir diğer kadının bakırı iki elle tuta-
rak yardımcı olduğu ve türkülere de eşlikçi görevi üstlendiği görülür. Eşlik eden kadınların genellikle bakır
çalandan daha genç yaşta olması dikkat çekici olup yöre müzik geleneğinin aktarılmasında önemli bir işlevi
olduğu anlaşılmaktadır. Törene katılan diğer kadınların, genç kızların ve çocukların bu uygulamaları dik-
katle izlemeleri; türkülere ve ezgilere gerek söyleyerek gerekse alkışlayarak katılmaları kültürel aktarımın
devamlılık boyutuna bir örnektir. Ezgiler bakır kapla çalınırsa “bakır havası”, darbuka ile çalınırsa “dömbek
havası” ve kaşıkla çalınırsa “kaşık havası” denir (Görsel 3.1).
Ankara Nallıhan’daki yerel tefçi kadınların icraları da incelemeye değerdir. Tefçi kadınların kırık havala-
rın yanı sıra uzun havalara da tef ile eşlik ettikleri görülür. Elazığ’da “şeve kırma” olarak anılan bir uygula-
mada ise kadınların kollarına taktıkları cam bileziklerin, oyunların oynanması sırasında birbirine çarpması
sayesinde elde edilen tını eşliğinde yöre ezgilerinin seslendirildiği görülür. Karadeniz’de kadın horon ezgile-
rinin seslendirilmesi sırasında tef ve darbukanın dışında yöre kadınları fincan ve güğüm çalarlar. Horonların
Görsel 3.1: Yöresel kadın müzisyenler
102