Page 130 - BAĞLAMA | 9
P. 130

mengi               : Güney Anadolu’da tahtacıları arasında yaygın bir oyun ve bu oyuna eşlik eden
                                        ezgi türü.
            meyil vermek  : Sevmek, eğilimini belli etmek.
            murat almak    : Dileğine kavuşmak.





            nakarat            : Bir şarkıda her kıtadan sonra tekrarlanan ve bestesi değişmeyen parça. Sözlü
                                       ezgilerin ana bentleri dışında kalan, kısa veya uzun söz kalıplarından oluşan
                                       güfte bölümü.
            neva                 : Ses, seda, makam, ahenk, ezgi.





            obua                : Orkestrada yer alan çift kamışlı, tahtadan yapılmış üflemeli çalgı.
            od                    : Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, ateş.
            oturak âlemi      : Oyun ve müziğin, toplantının temelini oluşturduğu eğlence.






            padok              : Batı Afrika'da ve Güney Asya'da yetişen, göbek odunlu ağaçlar türünden bir ağaçtır.
            partisyon         : Bir orkestra eserinde bölümlerin bütününü içine alan note defteri.






            sağalmak        : İyileşmek, iyi olmak.
            semah                 : Alevi-Bektaşi topluluklarının inanç kültürleri içinde yer alan âyin-i cemin bir  bölümünde
                                         yapılan dinsel nitelikli dans ve buna eşlik eden sözlü ezgi.
            semai               : Âşıkların, yüksek zümre şairlerinin dil, üslûp ve şiir biçimlerine öykünerek meydana
                                        getirdikleri, her dizinin on altı hece ölçüsüyle veya aruzun mefâîlün mefâîlün mefâîlün
                                        mefâîlün kalıbıyla yazıldığı şiir türü.
            setar                : Setar, uzun boyunlu, orijinal olarak üç metal teli (modern versiyonu dört tellidir)
                                        işaret parmağıyla bazen de metal tırnak parçası ile çalınan bir çalgı.
            setre                : Çuha kumaş.
            sıra gecesi      : Güneydoğu Anadolu'da genellikle kış gecelerinde her hafta bir kişinin evinde
                                        olmak üzere yapılan sazlı-sözlü eğlence.
            sırma               : Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel.
            sipsi                 : Asıl gövdesi 15-20 cm uzunluğunda ince su kamışından yapılan kamışlı üflemeli
                                        halk çalgısı.
            sitemkâr          : Sitem edici, sitem eden.
            siyec                : Yapraksız, meyvesiz ağaç.
            şelpe                : Bağlamada mızrap kullanılmadan uygulanan çalma tekniği.
            şive                  : Söyleyiş özelliği, tarz, tavır.







                                                                                                       129
   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134   135