Page 89 - ÇALGI EĞİTİMİ KLASİK KEMENÇE 9
P. 89
O
oba: Göçebelerin konak yeri.
K K
kanuni: Alaturka müzikte kanun çalan kimse.
kavis: Bir eğrinin sınırlı bir kısmı.
kemani: Alaturka müzikte keman çalan kimse.
kemane: Bir tür halk çalgısı, keman ve kemençe yayı.
klasik: Üzerinden çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirmeyen, türünde örnek
olarak görülen eser.
klavye: Parmaklarla hareket ettirilen piyano, kemençe…vb. çalgılarda veya yazı ve
hesap makinelerinde değişmez bir eksen çevresinde inip kalkabilen, istenilen işe
göre düzenlenmiş bazı mekanizmaları çalıştıran kaldıraç kollarının, tuş sıralarının
bütünü.
konservatuvar: Müzik, tiyatro ve bale öğretiminin yapıldığı okul.
M
metronom: Bir müzik parçasının hangi hızla çalınması gerektiğini gösteren alet.
muallim: Öğretmen.
O
opera: Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri.
orkestra: Yaylı, üflemeli ve vurmalı çalgılar topluluğu.
P
plak: Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya gramofonda
dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak.
pelesenk: Konuşurken gereksiz tekrarlanan söz, persenk.
R
rembetiko: Nüfus mübadelesi sonucu, Anadolu’dan Yunanistan’a göç eden
Rumların orada oluşturdukları müzik türü.
repertuvar: Dağarcık.
S
serenat: Sesli olarak söylenen veya müzik aracılığıyla çalınan serbest biçimli
müzik parçası.
slav: Rus, Beyaz Rus, Ukraynalı, Leh, Sırp, Hırvat, Sloven, Bulgar, Slovak ve Çek
halklarına dillerindeki yakınlık dolayısıyla verilen ortak ad.
87