Page 131 - Sosyal Bilimler Liseleri Oku-Yorum Yazı-Yorum Projesi Öğrenci Seçkisi
P. 131
OKUMAK VE YAZMAK
Okumak ya da yazmak her ikisi de ortak kanallardan beslenir. Belki de hayatın içindeki en insani
iki doğal dürtü. Aynı zamanda hayatın yeniden kurgulanmasını öne çıkartan iki unsur. Hayat dediğimiz
şeyden zevk almamızı sağlayan iki bileşendir bunlar aslında. Okumak, kaynağı ve tadı bitmeyen sudan
içmek gibidir. Aslına bakarsak yazmak ve okumaktan herhangi birisi olmazsa bir bütün oluşamaz. Fakat
kendimce okumayı daha eğlenceli bulurum. Okuyan insan anlar, bilgi sahibi olur derlermiş. Yazarlar ne-
den varlar? Okuyucular kitaplarını okusun, öğrendikleri bilgileri başkalarına aktarsın. Böylece bilgi ve fikir
çoğalsın. İnsan bilgiye susuzdur. Yeni şeyler öğrenmek ister ama bunun için çaba göstermez. Yazarlar da
okuyucuların dikkatini çekmek için bilgi veren, gündelik hayatla ilgili kitaplar yazarlar ki insanların dikkatini
çeksin, insanlar bilgi sahibi olsun.
Ve insan okuduğu ölçüde kendini, dünyayı tanıma, anlama becerisini geliştirir. Önemli olan okumak
değildir aslında, iyi ve anlayarak okumaktır. Bir insanın iyi ve anlayarak okuması da yazardan geçer. Eğer
yazarın dili açıklayıcı, anlaşılır, ilgi ve dikkat çekici olursa insan okumaya istekli olur. İnsan okudukça yazma
hevesi de beslenir. Öyle ya yazdıklarıyla fark yaratabilmek ve herkesin kullandığı kelimelerle ama herkesten
farklı yazabiliyor olmak insanı her zaman farklı kılar. İnsan niçin yazmalı? İnsan her şeyden önce kendisi
için yazmalı ve yazmaya kendinden başlamalıdır. Önce okumalı, sonra yazmalıdır. Okumak ve yazmak…
Okudukça ve yazdıkça çözülür yumak. Yazmak üzerine çok yazı yazıldı ve bi’ o kadar da yazmak üzerineçok
yazılar yazıldı, yazılıyor, yazılacak fakat şu da var ki, önemli olduğunu kabul ettiğimiz konuları tekrar tek-
rar gündeme getirip söylemek gerekir. Neden mi? Çünkü insanoğlu unutmaya yatkın bir varlıktır. Madem
önemli bunu nasıl unutabilirsin ki! İşte bunun için hem okumak hem de yazmak gerekir. ‘Öğrenmek için
değil, yaşamak için okuyorum’ diyor Flaubert. Demek ki önemli olan okuyarak yaşamak… Peki ya yazmak?
Bence yazmak bir süreç ile ortaya çıkar. Her şeyden önce düşünmesini öğrenmek gerekir, sonra za-
ten sen yazmak istemesen bile yaşadığın olaylar ve hafızanda ağırlık yapan bilgi birikimin dışarıya akmaya
başlayacak ve bildiklerini paylaşacak insanlar bulamadığın anda ise seni yazmaya zorlayacaktır. Ne susmak
yakışır bize ne de boş ve gereksiz konuşmak. Bize yakışan tek şey içimizden geldiği gibi, çekinmeden ve
sıkılmadan yazmak. Hayvan Çiftliği ve 1984 gibi ünlü romanların yazarı George Orwell, “Niçin Yazıyorum”
başlıklı uzun denemesinde, yazarları bu eyleme iten dört temel nedenin olduğunu söyler: “Bu nedenler
her yazarda farklı şiddette var olabilir ve her yazarda içinde bulundukları atmosfere bağlı olarak zaman za-
man bu nedenlerin şiddetleri farklılık gösterebilir.” der. Orwell’e göre yazarların kalemi ellerine almalarının
nedenleri egoizm, estetik hevesi, tarihsel dürtü ve politik amaç. Orwell bu nedenlerin kendi yazılarını nasıl
etkilediğini anlattıktan sonra denemesini su sözlerle bitirir: “Yazma nedenlerim salt kamu-ruhu içinmiş gibi
bir izlenim yarattım. Yazımı böyle bitirmek istemem; bütün yazarlar kibirli, bencil ve tembeldir. Ve aslında
yazma nedenlerinin temeli bir gizemdir.” bir başka ünlü yazar Henry Huxley okumak hakkında şöyle söyle-
miştir:
“Okumayı bilen bir kimse kendini yüceltme, çok yönlü olabilme; yaşamını ilginç, üstün ve kusursuz
yapabilme gücüne de sahip demektir.” Yaşamı kavramak ve kavratmak için okuyalım ve yazalım.
Ecrin UÇAR
Zonguldak Saime Toptan Sosyal Bilimler Lisesi
129