Page 129 - Sosyal Bilimler Liseleri Oku-Yorum Yazı-Yorum Projesi Öğrenci Seçkisi
P. 129
ETKİNİN ETKİSİZLİĞİ
Sigmund Freud “yaratılış planının, insanı mutlu etmek gibi bir maksadı yoktur.” der. Başka bir yerde
“yaşamın değeri olmadığını ancak ondan başka bir şeyimizin de olmadığını” ekler. Bu dünyaya mutlu olmak
için değil, aksine tek ve en değerlimiz -eşi benzeri olmadığını düşündüğümüz - hayatımızı niçin harcamak
için geldiğimizi düşünürüm. Yaşadığım ve mücadele ettiğim zorluklar her ne olursa olsun onu görmezden
gelmeye, küçümsemeye çalışırım. Uzmanlar bunun çok yanlış olduğunu söylüyor fakat böyle yapmazsam
gün boyu, saatlerimi hatta saniyelerimi bile zehir ederler bana.
Saçma sapan, küçücük şeylerden bile mutluluğu bulmaya çalışırım.” Yaa, gördün mü? Hayatıma o
kadar da etki edemiyorsun, ben hala mutluluğu bulabiliyorum” temalı konuşmalar yapar ve onu yermeye
devam ederim. Şöyle düşünelim: Eğer bu hayatta en küçük mutluluğu bile bulmaya çalışmazsak ölü bir
insandan ne farkımız kalır? Üzüntülerimizle karşılaştırdığımızda karşısında küçücük ve değersiz hissettiğim
bu dünyada öğrenemediğim birçok dil, gezemediğim birçok şehir, dinleyemediğim şarkılar ve tadamadı-
ğım birçok lezzetli yemek ve izleyemediğim manzaralar var. Bunların çokluğunu düşündükçe iliklerime
kadar boşluk hissiyle doluyorum. Bu yüzden bizi mutlu edebilecek her bir adım yeni bir serüven. Hayal-
lerimizin azlığı ya da çokluğu önemli değil. Dünya yaratılış planını yaparken bize hayal kurmayı da öğret-
memiş. Bu yüzden insanlar “hayalin var mı?” sorusuna büyük cevaplar vermezlerse karşılarındakini tatmin
edemeyeceklerini düşünürler. Fakat gerçek böyle değildir, ertesi gün havanın güneşli olmasını ya da akşam
yemekte köfte olmasını istemek bile hayaldir aslında.
Hayat, kimine göre uzun kimine göre kısa bir serüven, bu serüvende hayatta kalmak aslında çok zor.
Mutluluğu ararken elinde kocaman bir hayal kırıklığı olması yaşamı sorgulatır insana. Yaradılış planının bizi
mutlu etmek gibi bir gayesi yok, öyleyse hayatta mutluluğu aramak boş bir gaye midir? Bence bu sorunun
cevabı kişiden kişiye değişir. Tıpkı “her son bir başlangıç mıdır? Ya da gerçekten bir son mudur?” sorusu gibi.
Bence her son bir sondur. Tıpkı beğendiğimiz bir kitabın da sonunun olması gibi. Her sondan sonra yeni bir
sayfa açılır hayatımızda. Açılan her sayfa yepyeni acılar ve mutluluklarla doludur. Bunlar yaşamak zorunda
olduğumuz şeyler. Her acı çekişimizde bunu üzerine başka hiçbir acı gelemez gibi hissederiz fakat bu böyle
değildir. Yapmam dersin yaparsın, benim başıma gelmez dersin senin başına daha büyüğü gelir. Hiçbir şey
için kesin konuşmamak gerek. İnsanoğlunun ne yaşayacağı, ne yapacağı belli olmuyor. O yüzden geçmişi
ya da geleceği bir kenara bırakıp şu an için yaşamamız, anın tadını çıkarmamız gerek. Dedik ya yaradılış
planının insanı mutlu etmek gibi bir planı yok. Mutluluk bizim elimizde.
Merve DEDEOĞLU
Uşak Şehit Cemalettin Avcı Sosyal Bilimler Lisesi
127