Page 43 - Sosyal Bilimler Liseleri Oku-Yorum Yazı-Yorum Projesi Öğrenci Seçkisi
P. 43
AHBÂR-I SİYAH
Âh etmede kuşlar ve hüzünle doluyorlar,
Duydukları ahbâr ile mahzûn oluyorlar…
Gökler bulanık toprağa gözyaşları akmış,
Düşmüş de ateş evlere, vah! Canları yakmış!
Toplar ve tüfekler bi’ gürültüyle patırdar!
Toprak o sıcaklarda çoraktır ve çatırdar!
Her yerde şarapneller uçuşmakta o yerde,
Bir zerresi saplansa sebeptir nice derde…
İnsan bu ölüm nehrine karşın nası’ yüzsün?
Türkoğlu düğümler çilesini nası’ çözsün?
Neyler kişi dağlar gibi kalyonlara karşın?
Kâfi mi gevur toplarını ölçmeye arşın?
Heyhât bu nasıl nefret ölüm kusmada millet!
Âh, geldi musallat oluyor ırkıma illet!
Mehmed ne bilir ey gevur âdi oyunundan?
Dağlarda çobanken sen ayırdın koyunundan!
Aşkıyla nişanlıydı düğün toy edecekti,
Evlat büyütüp hepsini boy boy edecekti…
On altı yaşındaydı firâk aldı götürdü…
Bahtın kara rüzgârı medet cepheye sürdü…
Ay yüzlü güzelden ayırıp bahtı o genci,
Çirkin gevurun rûyini eyler ona sancı!
Zahmet çekiyor çıplak ayaklar yürümekten,
Pejmürde kamuflaj beter olmuş çürümekten!
Kaldırmaya yetmez gücü postalları yerden,
Mehmed ufacık boyla iriydi nice erden…
Düşlerdi köyünden ne zaman bulsa bi’ boşluk,
Parlardı içinde küçücük zerre bi’ hoşluk…
41