Page 36 - ESKRİM
P. 36
Bir eğri kılıç
Safevî şemşirleri, 16 yüzyıldan itibaren Osmanlıda görülmeye başlar. Yavuz Sultan Selim’in (1512-
1520) İran seferi sonrasında Safevî şemşirleriyle Osmanlı kılıçları arasında karşılıklı bir etkileşim olduğundan
söz edilebilir. Benzer şekilde Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sonrasında Osmanlı kılıçları Memlûkî kılıçların-
dan da bir ölçüde etkilenmiştir.
Resimdeki kılıç 18. yüzyıl ürünü olup kınsız ağırlığı 750 gramdır. Namlu boyu 85 cm, kabza uzunluğu
12,5 cm, altın kakma desenlerle bezeli balçak boyu 12 cm ve kılıcın ağırlık merkezinin kabzaya olan uzaklığı 21
cm’dir. Düz kısımda genişliği 2,85 cm olan namlu, uca doğru giderek incelmektedir. Sırt kalınlığı düz kısımda 4
mm’dir. Kabzası boynuzdan yapılmıştır. Tek ağızlı ve oluksuz namlusunun yüzeyi menevişlidir. Kılıcın uç doğ-
rultusu, ana doğrultusuyla yaklaşık 45 derece açı yapmaktadır. Siyah deri kaplı kının ağırlığı 480 gramdır; eni
dıştan dışa 4,5 cm, boyu uçtan uca 88 cm’dir. Bilezikleri ve çamurluğu demirdendir.
Resimlerde kılıç; kını içinde, kınıyla yan yana ve sırtı üzerinde dengede bulunurken görülüyor (Görsel
1.29).
Görsel 1.29 Eğri Kılıç
Topkapı Sarayı Müzesinden bir eğri kılıç
Sultan 2. Osman’ın (1618-1622) düz gümüş balçaklı kılıcının namlusu eğri ve oluksuzdur. Siyah meşin
kaplı kının ağızlık, bilezik ve çamurluğu gümüştendir. 86 cm uzunluğundaki kılıcın boynuzdan yapılmış kabzası
dönemine ait olmayıp daha sonra yenilenmiştir.
Namlusu üzerinde madalyon içinde sülüs yazıyla Saf Suresi’nin 13.âyetinden “Nasr(un) min Allah ve
feth(un) karîb ve beşşir-il mûminîn yâ Muhammed” (Allah katından yardım ve yakın bir zafer vardır, Muhammed
bunu inananlara müjdele) cümlesi ile kılıcın Genç Osman’a ait olduğunu anlatan, onu öven ve ona hayır duada
bulunan, altın kakma yazılar vardır (Görsel 1.30).
Görsel 1.30 Eğri kılıç
34