Page 40 - ESKRİM
P. 40

TÜRKİYE’DE ESKRİMİN GELİŞİMİ



                 Türkiye’de eskrim sporunun temeli sayılabilecek ilk çalışmalar, Tanzimat Döneminde Sultan Abdülmecit Han

          tarafından, askeri okullara maç ve kılıç derslerini konulmasıyla, Fransa’dan bir hoca getirtilerek  başladı.


                 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi”(Millî Eğitim Kanunnamesi) ile 1869’da rüştiyelere (ortaokul) ,1870’de Mek-
          tebi Tıbbiye’ye, 1877’de idadilere (lise) jimnastik ve eskrim dersleri konuldu. 1903 yılında, İtalyan elçiliği kanalı ile

          Sultan Abdülhamit’ten alınan özel bir izinle, padişahın huzurunda İtalyan subaylarıyla yapılan ilk karşılaşmada, Ömer
          Lütfü ve Refik Beylerin başarılı sonuçları padişahı ziyadesiyle memnun etmiş olacak ki, özel bir “İrade-i Seniye” ile
          eskrimin Harp Okulları’nda öğretilmesine izin verdi. 1906’da Fuat Balkan, Edirne’deki Harp Okulu’na eskrim hocası
          olarak atandı. Yine Fuat Balkan’ın girişimleriyle kurulan Beşiktaş İdman Yurdu’nda kulüp olarak ilk kez eskrim çalış-

          maları yapılmaya başlandı ve burada çok değerli eskrimciler yetişti.


                 İlk eskrim federasyonu ,1923 yılında İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kurulması ile birlikte faaliyete geçti. İlk
          başkan olan Fuat Bey, bu görevde 15 yıl kaldı. 1923 yılında, Türkiye Cumhuriyeti bünyesinde, Türkiye Eskrim Fede-

          rasyonu, Türk eskrim sporunun en üst yönetim organı olup kurulduğu yıl, Uluslararası Eskrim Federasyonuna kabul
          edildi. Millî Takım ilk kez 1924 Paris Olimpiyatları’na katıldı.


                 1927’de Grodevsky (Gırodevski) yönetiminde çalışmalarını geliştiren Fuat, Muhittin ve Naim Bey teknik bil-

          gilerini daha da artırarak 1928 Amsterdam Olimpiyatları’na katıldılar.
          1931 Balkan Oyunları’nda Enver Balkan kılıçta birinci oldu.


                 1932 yılında ülkemize gelen Rus asıllı Nadovsky (Nadovski) 1938 yılına dek federasyon antrenörü, 1956

          yılına dek ise İstanbul bölge antrenörü olarak çalıştı ve çok değerli eskrimciler yetiştirdi.


                 1936 Berlin Olimpiyatları ,Türk sporu ve eskrimi adına bir dönüm noktası oluşturdu. İlk bayan eskrimci unva-
          nını bu olimpiyatlara katılan, Suat Aşeni ve Prof.Dr. Halet Çambel Hanımlar aldı. Aynı dönemde Rıdvan Bora, Refet

          Ülgenalp, Rıza Arseven, Halim Tokmakçıoğlu, Sait Tayla ve Nefi Güven gibi başarılı eskrimcilerimiz de yetişti.


                 1940-50 dönemlerinde Halk Evlerinin de eskrim sporuna eğilmeleri ile bu spor yayıldı. Aynı dönemde İstanbul’da
          Tenis - Eskrim - Dağcılık Kulübünün de faaliyete girmesi ile Türk eskrimi yeni sporcular kazanmaya başladı. Böylece; Nihat

          Balkan, Nejat Tulgar, İlhan Arakon, Vural Bolçan, Sabri Tezcan, Merih Sezen, Samiye Frik gibi usta isimler ortaya çıktı.




                                 ETKİNLİK 1.5

                                 Kılıç ile eskrim arasındaki ilişkiyi düşünerek kılıç kullanımının eskrim sporunun gelişi-
                                 mine etkisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?





          38
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45