Page 110 - Grammar For YDT - 12
P. 110

ADJECTIVES, ADVERBS & COMPARISONS


        2. Superlative Forms of Adjectives and Adverbs

        “Superlative” yapısı üstünlük derecesi ifade etmek için kullanılır. Bir kişinin, nesnenin ait olduğu gruptaki
        diğer üyelere göre en belirgin, en üstün özelliğini vurgulamak için kullanılır.
                                                                                                 Video 6.8
            Üstünlük durumunu belirtmek için tek heceli sıfatların önüne “the” sonuna “-est” takısı eklenirken
             çok heceli sıfatların önüne “the most” veya “the least” getirilir.
                                  Sonu “-e” ile   Son üç         Sonu “sessiz
                      Tek heceli   biten tek heceli  harfi“sessiz +   harf + y” ile
                      sıfatların   sıfatların    sesli + sessiz” ile  biten tek heceli   Çok heceli sıfatlarda
                      sonuna
                                  sonuna         biten sıfatlara  sıfatlara
                                                “-est” eklenir, son   “-y” düşer yerine
          Superlative  -est       sadece “-st“   harf kendini tekrar   “-iest”  eklenir.  the most / the least gelir.
                                                eder.

                      cold-coldest  large-largest  thin-thinnest  busy-busiest   attractive-the most attractive
          Örnek
                      slow-slowest  safe-safest  big-biggest    happy- happiest  careful-the least careful
            Sonu “-ly” ile biten zarflar da “the most” ile kullanılır.
               commonly - the most commonly   carefully - the most carefully   probably - the most propably

           ▪ Due to unexpected circumstances, even the most carefully devised plan may fail.
           ▪ Mrs Thompson was the most beautifully dressed guest of the party, so all eyes were on her.
            Sıfat ve zarf halleri aynı olan “fast”, “hard”, “late” sözcükleri “-est” ile, “early” (-y düştüğü için) ise “-iest”  ile
             birlikte kullanılır.

           ▪ The hardest thing in life is to learn which bridge to cross and which to burn.
           ▪ The latest news about the development of an effective vaccine is promising.
            Bazı sıfat ve zarflar düzensizdir ve belirtilen kuralların dışında kalırlar.

           good/well   bad/badly     little     many        much         far         far         old
           the best    the worst   the least   the most    the most   the farthest  the furthest  the eldest
           ▪ Neptune, which orbits the Sun at an average distance of 4.498 billion km, is the furthest planet from the Sun.
           ▪ Bill, who was the eldest of a family of seven, had to work day and night to take care of them.

            “Superlative” yapıda sıfatın önüne “the” getirilir, fakat “my, your, her, this, that” gibi sözcükler kullanıldığında
             “the” kullanılmaz.

           ▪ My best friend, Chris, always backs me up when I have trouble.
           ▪ Your worst battle is between what you know and how you feel.
        Expressing Big or Small Differences in Comparative Forms                                 Video 6.9

        İki kişi ya da nesneyi karşılaştırırken “much, far, by far, a lot, slightly, a bit, a little, any, no, even, rather”  zarflarını
        kullanarak karşılaştırmanın derecesini artırabilir veya azaltabiliriz. “Quite”  ve “fairly” karşılaştırmalı yapılarda kullanılmaz.
           ▪ The steak was not that bad, but it could have been much / a lot better if it had been grilled a bit / a little more.
           ▪ The latest figures are rather more promising for the future of our economy.
           ▪ There is no worse lie than a truth misunderstood by those who hear it.

        Değişmekte olan bir durumu ifade etmek için “comparative” sıfatlar ve zarflar çift olarak kullanılabilir (darker and
        darker, more and more, harder and harder vs.). Bu değişimi ifade etmek için sıklıkla “become” ve “get” fiilleri
        kullanılır.

           ▪ It is getting more and more difficult for my old colleague to walk to work.
           ▪ This morning, we sat outside with our cups of coffee, watching the sky as it clouded over and got darker and darker.

                                                      110
                                                      110
   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115