Page 262 - 3 ADIM Deneme Sınavı AYT-EA
P. 262
AYT • TDE-SB1 3. ADIM • 3. DENEME
19. Bu bodur ve seyrek ekinler, bu boynu bükük başak- 21. Aşağıdakilerden hangisi farklı bir hikâye türün-
lar, bu buğulu söğüt ağacı, bu donuk ve sessiz su, den alınmış olabilir?
hülasa, bütün bu yoksul tabiat parçası…
A) İkindiye doğru siyah zeytin ağaçlarının arasında
Ben, Celal Paşa’nın oğlu Ahmet, İstanbul’un en muh- yükselen açık renkli çınar ve kavaklar gözüme
teşem konaklarından birinde doğup ve parıltılı hülya ilişti. Burası küçük bir değirmendi. Suyu bol bir
iklimlerine doğru kanat açıp uçtuktan sonra, kanatla- çay küçük söğüt ağaçlarının arasından geçtikten
rımın biri kırılmış olarak buraya düştüm. Otuz iki ya- sonra dar ve taş bir mecraya giriyor, oradan da
şında bir emekli asker, bütün geleceği geride kalmış dört tane tahta oluğa taksim oluyordu. İhtiyar çı-
bir delikanlı, şimdi burada... narlar çukura gömülen eski değirmenin siyah ki-
remitli çatısını örtüyorlar ve ön tarafındaki geniş
─ Ne yapıyorsun? meydanı gölgeliyorlardı.
─ Hah, hah; adam sen de... B) Garipler köyü az çok çıplak ve kayalık bir yar
ortasında sıkışmış, ıssız ve melul duruyor. Biz
Oysa, ben İstanbul’dan çıkarken bütün ıstıraplarımın biraz sonra oradan geçip karşıki sırta çıkacağız.
kaynağının kafamda olduğuna karar vermiştim. Ve Yoldaşım, yorgun hayvanını kendi hâline bıraktı,
onu orada bırakmak istemiştim. Burada, hiçbir şeyi ve suyun başına çöküp ellerini, yüzünü yıkamaya
düşünmeyecek, metafiziğe tamamıyla veda ede- koyuldu. Ben, kendi hayvanımı ne olur, ne olmaz
cek ve bir köylü nasıl yaşarsa öyle yaşayacaktım. diye söğüt ağaçlarından birinin kütüğüne bağla-
Tamamıyla onlara karışacaktım. Lakin işte görüyo- mak lüzumu gördüm ve onu söğütlüğe doğru çek-
rum ki, bir çanak suda bir damla zeytinyağı gibiyim. tim.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- C) Bugün deniz, yüz veren bir anne gibidir. Bu kadar
nemez? naz etmemeli, bu kadar yüz vermemeli, bu kadar
ışıklı, bu kadar sakin, bu kadar lastik çizme gibi
A) Yalın, içten ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır. pırıl pırıl olmamalı deniz. Bunun yarını var. Dalga
B) Olaylar, kahraman bakış açısıyla yansıtılmıştır. kırık cam parçaları gibi keskin ve soğuk vurduğu
zaman olacak, o canavar su, baştan girip çıka-
C) Roman kişisinin hayal kırıklığından söz edilmiştir.
cak.
D) Düşünceler, bilinç akışı tekniğiyle aktarılmıştır.
D) Irmağa giden yol, kasabadan kurtulunca, göz ala-
E) Anlatımda yer yer betimlemeler kullanılmıştır. bildiğine uzanan sayısız şeftali bahçeleri arasın-
dan geçerdi. Haziran içinde bile taşkın dere ayak-
larının çamurlu, ıslak tuttuğu bu gölgeli yerlerde
otlar bütün bir yaz mevsimi yeniden yeniye sürer
20. Roman tekniği onu çağdaşı Türk romancılardan ayırır. kızgın güneş, ağaçların tepelerinde meyvaları
Ahmet Mithat geleneğini devam ettirmiş, geniş halk pişirirken rutubetli toprakta birbiri arkasına yon-
kitlelerine ulaşmayı amaç edinmiştir. Romanlarında calar fışkırır, çayırlar kabarırdı.
olay akışını keserek okura ansiklopedik bilgiler ver- E) Hacı ağa, önünde öküzüyle çardağa yaklaşın-
mesi, onun roman tekniğinin zayıflığı olarak yorum- ca ihtiyarlar hep birden, dua eder gibi: “Hayrını
lanabilir. Romanlarındaki konuları bir şekilde şahit ol- göresin, hayrını göresin!” diye seslendiler. Yarı
duğu hadiselerden seçen sanatçı, natüralizmin Türk aydınlık içinde hayvanı seçmeye çalışıyorlardı.
edebiyatındaki önemli isimlerinden biri olmuştur. Kuru kafalı, kocaman boynuzlu, kemikleri çıkık,
kart olduğu uzaktan belli bir öküzdü. Yorulmuş,
Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden
hangisidir? bezmiş görünüyor, çökecek bir yer arıyordu.
A) Recâizâde Mahmut Ekrem
B) Halit Ziya Uşaklıgil
C) Hüseyin Rahmi Gürpınar
D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu
E) Nâbizâde Nâzım
260 Diğer sayfaya geçiniz.