Page 51 - 3 Adım TYT Türkçe
P. 51
TÜRKÇE TYT 2.
ADIM
Paragrafta Anlatım
1. Yusuf, sabahın ilk ışıklarıyla açtı gözlerini. Bir an nerede ol- 3. Tıbbi ve aromatik bitkiler asırlardan beri gıda, çeşni, ilaç ve şifa
duğunu çıkaramadı, sonra yüksek tavanlı hüzünlü odanın vermek amacıyla kullanılmıştır. Bu nedenle kimyon, haşhaş,
üç duvarını çepeçevre dolanan sahanlığı ve oymalı lamba- anason gibi bazı bitkilerin tarımı, tarih öncesi devirlerden beri
lığı gördü. Yuvadaydı… Bütün çocukluğunun ve ilk gençlik devam etmektedir. 20. yüzyılın başlarında listelenen ilaçların
yazlarının geçtiği yuvada. Kendi evinde tanımadığı bir yerde %40’ından fazlası bitkisel orijinli olmasına rağmen 1970’li yılla-
yatmış gibi uyanmak, tahta tavanın baklava dilimleriyle be- rın ortasında bu oran %5’ten daha aşağıya düşmüştür. Ancak
zeli desenini en ince ayrıntılarıyla bir kez daha görmek ve özellikle 1990’lı yıllardan sonra, tıbbi ve aromatik bitkilerin yeni
dokunmak… Pencerelerdeki küçük porselen tokmaklara uza- kullanım alanlarının bulunması, doğal ürünlere olan talebin art-
nan minik minik çocukluk elleri ve çocukluğunun pırpırlarını ması; bu bitkilerin kullanım hacmini her geçen gün artırmaktadır.
yeniden duymak… Uçsuz bucaksız duygular, esintiler…
Bu parçanın anlatımında;
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
I. tanımlama,
söylenemez?
II. sayısal verilerden yararlanma,
A) Farklı duyularla algılanan ayrıntılar vardır.
III. karşılaştırma
B) Yinelemelere yer verilmiştir.
yollarından hangileri kullanılmıştır?
C) Betimleyici anlatımdan yararlanılmıştır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) Karşılaştırmaya yer verilmiştir.
D) II ve III E) I, II ve III
E) İnsandan doğaya aktarma yapılmıştır.
4. Çamlar içindeki motele giriyoruz. Odamızdan geniş bir balko-
na açılan kanatlı kapının doğadaki güzellikleri sunan cömertli-
ğiyle sevincimiz pekişiyor. El yüz yıkayıp çıkıyoruz. Uzun yaz
gününün akşamı geciktiren sabrına alışkanlığımızla ağaçla-
rın kucağına atıyoruz kendimizi. Konuksever bir duyguyla bizi
ağırlayan toprak yolda baş döndürücü kokular… Çam, iğde,
çiçek, çimen… Ve kuşlar, kuşlar, kuşlar… O çapkın ötüşler, o
bıçkın uçuşlar… Ortalık alacalanırken motele dönüyoruz.
2. Yazın çakır dikenli sarı sıcağı, Yaşar Kemal’in romanlarında
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
insanların hayatını güçleştiren bir kişilik gibi dayatır kendini.
söylenemez?
Çukurova’nın ölümüne yaşanan, köpekleri toprağa yapıştı-
ran, buğusu gözleri kör eden bozkır yazlarına inatla direnen A) Kişileştirmeye yer verilmiştir.
tozdan ve terden insanoğlunun serüveni içinden doğmuştur
B) Birinci kişili anlatım kullanılmıştır.
Yaşar Kemal de. Onun kışı anlattığı bölümler, yazların yanın-
da kolayca akla bile gelmez. Toroslara en çok baharı düşürür C) Öykülemeden yararlanılmıştır.
romanları. Başlı başına bir durumdur yaz, bir kültür... Denizde D) Karşılaştırma yapılmıştır.
yaşayanı rahatlattığı kadar, karada çalışanı canından bezdi-
E) Örneklemeye başvurulmuştur.
rir. Denizin varlığı yazın şiddetini emer. Karaya üflediği ılık
rüzgârların varlığını hissettikçe kendine gelir insan. Sıkıcı yaz
sıcakları büyük kentleri deniz kıyısına boşaltırken bozkırlara 5. Çevremizde olan şeyleri, gözlerimizde bir sakatlık yoksa görürüz
alışmış bedenler ise yazarların ilgisini çekmiştir hep. fakat bunlara bakmayabiliriz. Görmek, organlarımızdan birinin
doğal bir işidir. Nefes almayı nasıl öğrenmiyorsak görmeyi de
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
öğrenmek zorunda değiliz. Oysa bakmak, görüşümüzün eğitimi
söylenemez?
ile olur. Gayet sade ve normal olan bu eğitim, çok defa önem
A) Gerekçeli anlatım söz konusudur. verilmediği için yapılmıyor ve insanların çoğu bakmayı bilmiyor.
B) Benzetme yapılmıştır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
C) Deyimlere yer verilmiştir. basmaktadır?
D) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır. A) Öyküleme B) Betimleme C) Tartışma
E) Somutlamaya başvurulmuştur. D) Tanık gösterme E) Kişileştirme
49