Page 341 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 341

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10          167

             4. ÜNİTE > Destan/Efsane          Kazanım A.2.14: Yazar ile metin arasındaki ilişkiyi değerlendirir.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                       Anlatıcının Gözünden                            35 dk.

             Amacı     Efsane anlatıcısı ile efsane arasındaki ilgiyi anlamlandırabilmek.        Bireysel

             Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                                  Çobanın İbadeti
             Vaktiyle bir çoban varmış; sürüsünü her sabah erkenden önüne katar, akşama kadar o dağ senin, bu
             tepe benim demeden durmadan hayvanları otlatırmış. Onları; otun en iyi olduğu ovalara götürür, su-
             yun en içimlisine indirirmiş. Sürüsündeki her bir koyun birer dana kadar büyümüş, gelişmiş. Bu çoban
             aynı zamanda son derece iman ve itikat sahibi bir kimseymiş. Allah’ın birliğine inanır fakat nasıl ibadet
             edeceğini, ona nasıl kulluk edeceğini bilmezmiş. Daha doğrusu dağların başında kimse ona bunları
             öğretememiş. Sonunda çoban, düşünceye dalar. Ona göre en kıymetli şey nedir: yağ, süt, yoğurt, vs. Ve
             başlamış Allah’a dua etmeye, ibadet etmeye.
             (...)
             O her gün böylece ibadet eder dururmuş. Bir gün büyük bir velinin yolu bu çobanın bulunduğu taraf-
             lara düşer. Veli, çobanı görünce onun ibadet şekline şaşar. Onu bir müddet seyrettikten sonra sorar:
             “Ne yapıyorsun?”
             “Allah’a ibadet ediyorum.”
             Bunun üzerine veli, çobana nasıl ibadet edileceğini öğretmeye başlar. Bir müddet bu işle meşgul olan
             veli, daha sonra gideceği yere yetişmek üzere oradan ayrılır. Çoban da öğrendiği yeni bilgileri tatbik
             etmeye başlar. Veli, biraz gittikten sonra arkasından bir sesin kendisini çağırdığını anlar. Döner bakar ki
             az evvel bir şeyler öğrettiği çoban, kendisine işaret etmekte ve bir şeyler sormaktadır: “Bir yeri unuttum,
             bir daha anlatıver.” Veli, bakar ki az evvel kendisinin dizlerine kadar girerek geçtiği gölden çoban âde-
             ta yürüyerek geçmektedir; topuklarına kadar suya girmiştir veya girmemiştir. Onun ibadet etmedeki
             samimiyetini ve ayakları suya girmeden gölden geçişini birlikte düşünen veli, çobana şu cevabı verir:
             “Sen yine bildiğin gibi ibadet, bildiğin gibi dua et Allah’a. Hepsi kabul olunur.”
                                                                                                                            Saim Sakaoğlu, 101 Anadolu Efsaneleri

             Kelime Dağarcığı:
             itikat: 1. İnanma, inan 2. İnanç.


             1.  Anlatıcının metinde sergilediği bakış açısının toplumsal yansımaları konusunda neler söyleyebilir-
                 siniz?









             2.  Anlatıcının Veli, bakar ki az evvel kendisinin dizlerine kadar girerek geçtiği gölden çoban âdeta yü-
                 rüyerek geçmektedir; topuklarına kadar suya girmiştir veya girmemiştir. anlatımını günümüzdeki
                 fantastik eserlerin anlatımıyla karşılaştırdığınızda ne gibi farklar görüyorsunuz? Açıklayınız.












                                                                                                   339
   336   337   338   339   340   341   342   343   344   345   346