Page 471 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 471
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 228
6.ÜNİTE > Tiyatro Kazanım A.3.5: Metnin olay örgüsünü belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Olay Zinciri 25 dk.
Amacı Metindeki diyaloglardan hareketle olay örgüsünü kavrayabilmek ve bu örgüyü sürdürebilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Duhter-i Hindû
(Hintli Kız)
(Kapılarında İngiliz bayrakları sallanan bir kışlanın önü. Vali Sir Bortel, İngiliz suvari subay ve erleri,
bir yanda da Hintli köy ihtiyarları)
Sir Bortel — (İhtiyarlara)… Mademki köylüleriniz vergilerini ödeyemiyor, isyan ediyorlar demektir.
Mademki isyan ediyorlar, ben de zorbalık etmek zorundayım.
Birinci Subay — Sir, adaletli işleriniz hiçbir zaman zorbalık sayılamaz. Buyruklarınız ve önlemleriniz
adaletin ta kendisidir. Ayaktakımının saçma sapan sözlerine kulak asmayınız. Sizin yaptıklarınız iyi
mi, kötü mü olduğunu anlayacak halde değildir onlar.
Birinci İhtiyar — … Sir Bortel, memlekette kıtlık var. Kıtlığın ne demek olduğunu bilmiyor musunuz?
Sir Bortel — (Subaylara) Bu ihtiyar ne söylüyor?
İkinci Subay — Yalan söylüyor Sir. Hiçbirinin aslı yoktur. Açlıktan değil yalandan ölüyorlar.
Sir Bortel — İster yalandan ister gerçekten ölsünler.
(…)
Birinci İhtiyar — Ben bile köyün ihtiyarı iken üç gündür ağzıma bir lokma girmedi, bir lokma! Ah, göz-
lerim kararıyor, başım dönüyor!.. Sir, size söylüyoruz: Kıtlığın ne demek olduğunu bilmiyor musunuz?
Sir Bortel — (Saatine bakarak) Ben uzun lakırdı bilmem. Köylü geçen yıl ettiği tembelliğin bu yıl
cezasını görüyor. Bana ne!.. İşte hepinize bir çeyrek müsaade: Ya vergileri köylülerinizden toplayaca-
ğınıza söz verirsiniz ya da bir çeyrek sonra size verilecek cezaya razı olursunuz.
Üçüncü İhtiyar — (Yanıp yakılarak) Merhamet ediniz sir!.. Bizim elimizden ne gelir? Biz ne yapabi-
liriz? Vergilerini ödememeleri için köylüyü biz mi kışkırtıyoruz? Yoksulluk yüzünden böyle oluyor.
Vergicileriniz gelip köyü aramadılar mı? Halimizi görmediler mi? Kimin elinde paraya benzer bir ba-
kır parçası bulup da almadılar? Kimin sarığını çıkarıp kuşağına bile el koymadılar? (…) Size gerçek
durumu bildirmiyorlar mı? Yoksa kıtlığın ne demek olduğunu bilmiyor musunuz?
Sir Bortel — Köylüde vergilerini ödeyecek para yoksa; siz köylülerin ihtiyarlarısınız, siz kendi kese-
nizden ödeyiniz.
İhtiyarlardan Birkaçı — Biz, biz ne verelim? Bizim nemiz var ki vereceğiz?.. Canımızı mı verelim?
Sir Bortel — (Saatine bakarak, aldırmazlıkla) On iki dakika kalmış. Ya vergi ya ceza!.. Ne diyeceksiniz?
(…)
Abdülhak Hamit Tarhan, Duhter-i Hindû
469