Page 537 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 537
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 261
7.ÜNİTE> Anı (Hatıra) Kazanım A.4.4: Metnin ana düşüncesi ve yardımcı düşüncelerini belirler.
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi Alan Becerileri: Okuma Becerisi Yazma Becerisi
Etkinlik İsmi Anahtar Kelimelerden Ana Düşünceye 20 dk.
Amacı Metnin anahtar kelimelerinden hareketle ana düşünceyi ifade edebilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyup soruları metne göre cevaplandırınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Memleketten Bahseden Edebiyat
Evde, sokakta, her yerde, işlerimizi görürken, düşündüğümüzü anlatırken, içimizi dökerken konuş-
tuğumuz Türkçe; bir gün, bizi ifade eden bir yazı kâinatı olacak mıdır? Bu suali ecnebi işitse garip
görür: “Acaba Türkler konuşurken kendilerinden, yazarken başkalarından mı bahsederler?” diyebi-
lirler.
(...)
Acaba bizim vatanımız gibi geniş bir memleketi olup da onu asla görmeyen, edebiyatta gözleri ecne-
bi bir âleme dalmış ve yalnız o âlemden bahseden başka bir millet var mıdır?
(...)
Gazete sahibi bir arkadaşım vardı. Bir gün görüşüyorduk: “Bizim gazeteyi okuyor musun?” dedi.
Hayır, dedim. “Niye?” dedi. “Sizin gazeteyi bir gün okudum. İlk yazıdan haberlere kadar hep Ame-
rika’dan, Avrupa’dan bahsediyordu. Türkiye’ye dair bir şey göremedim. O zamandan beri okumuyo-
rum.” dedim.
Arkadaşım güldü ve bu zeminde çok düşündüren izahatı verdikten sonra sözünü mühim bir cümle
ile bitirdi. Dedi ki: “Türkçe gazete tıpkı bildiğimiz gibi Avrupa gazetesinin kopyasıdır. Gazetenin
yazı odaları vardır. Orada bir masanın üstünde Avrupa’dan gelen gazeteler yığılı durur, onların bazı
bahislerini mütercimler seçerler ve tercüme ederler. Bizim gazetenin birçok sahifelerini işte bu ter-
cümeler doldurur.
(...)
Senin istediğin gibi büyük mikyasta Türkiye’den bahseden bir gazete bu memlekette çıkamaz. Çünkü
her sabah şu koca Anadolu’nun ve Trakya’nın, bu geniş İstanbul’un bütün hayatını aksettirecek bir
memleket gazetesini yaratmak lazımdır!”
Yaratmak lazımdır! İşte bütün düşüncelerin sonunda tecelli eden hüküm! 1277’de yani şimdi kullan-
dığımız tarihle 1860’ta Şinasi ve Agâh Efendi gibi iki yetişmiş Türk’ün, ilk defa, yeni Türkçe yazılışla,
yeni düşünüşle, millî görüşle çıkarmış oldukları, ilk müstakil Türk gazetesini, şimdi yetmiş altı sene
sonra, tekrar yaratmak lazım geliyor! Yani yetmiş altı seneyi kopya devresi saymak zarureti vardır.
Kopya ihtiyacı, taklit iptilası, hülasa mektep devresi ne kadar uzun sürerse sürsün, hüviyeti olan bir
millet, elbette bu devreden çıkmaya mecburdur.
(...)
Millî ihtiyacı hiç duymadan ve duyar yaradılışta olmayan alafranga Türklerle konuşmak bile fayda-
sızdır, çünkü onlar mektebi gaye telakki ediyorlar lakin mektep vasıtadır, gaye bizim milliyetimizdir.
Onun Avrupa medeniyeti içinde tıpkı diğer milliyetler gibi bir hüviyet oluşur, işte ihtiyacı duyan ve
duyacak yaradılışta olan Türklerin mektepten memlekete gelmeleri ve memleketi Türk edebiyatının
çerçevesi hâline getirmeleri lazım gelir.
(...)
Yahya Kemal Beyatlı, Edebiyata Dair
535