Page 541 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 541
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 263
7.ÜNİTE> Anı (Hatıra) Kazanım A.4.5: Metindeki anlatım biçimlerini, düşünceyi geliştirme yollarını ve bunların işlevlerini belirler.
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi, Bilgi Okuryazarlığı Becerisi Alan Becerileri: Okuma Becerisi
Etkinlik İsmi Anlatım 25 dk.
Amacı Metindeki anlatım biçimlerini ve bunların işlevlerini belirleyebilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları metne göre cevaplandırınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Avrupa'da İlk Türk Ressamlarının Sergisi
Viyana'ya gidince ilk işim sefaret vasıtasıyla hükûmete müracaat ederek bir sergi salonu temin etmek
oldu.
Tablolar gelince evvelâ bunların fotoğraflarını çektirerek bir katalog bastırdım ve İstanbul’da karar-
laştırıldığı üzere renkli bir albüm tab edilmek için renkli klişelerini yaptırdım.
Tablolar salonlara asıldı ve sergi Archiduc tarafından açıldı. Bu, Avrupa'da yapılan ilk Türk ressam-
ları sergisi idi. Her gün binlerce Viyanalı sergiyi ziyaret ediyor, gazeteler Türk ressamlarının kabiliye-
tini anlatan makaleler yazıyorlardı. Serginin kapanmasını müteakip mütareke oldu. Bulgaristan yolu
kapanıyordu. Artık Berlin'de sergi yapmak ihtimali kalmadığından ben hemen tabloları ve klişeleri
sandıklatıp Şenker Kumpanyasıyla İstanbul’a, Müze Müdüriyeti'ne yolladım.
Kataloğun bastırılması ve renkli klişelerin imali için elimdeki parayı sarfetmiş ve hatta harcırahımı
da buna ilave etmiştim. İstanbul’dan gönderileceği vaad edilen paranın da artık gelmek ihtimali kal-
mamıştı. Hükûmet değişmiş Seyfi Paşa vazifesinden ayrılmıştı. İstanbul’a dönmek ihtimali de kalma-
mıştı. Hâdiseleri beklemek lâzım geliyordu. Sefaretten de ümit yoktu. Onlar da şaşırmışlardı.
Bu, ikinci defa olarak yabancı bir memlekette parasız kalışımdı.
Viyana'nın en lüks oteli olan İmperial otelinde oturuyordum. Buradan daha ucuz bir otele gitmek
de makul olmayacaktı. Çünkü memuriyetimi bilen ve beni gazetelerden tanıyan otel müdürü, ücret
için beni sıkıştırmayacak belki aylarca kredi yapacaktı. Fakat yemek paralarını nasıl ödeyecektim.
İşte yine resimden istimdat etmeği düşündüm. O zaman Viyana'da para düşmeğe başladığından zen-
ginler paralarını eşyaya, mücevhere ve sanat eserlerine yatırıyorlardı. Sulu boya resimlere de rağbet
artmıştı.
Viyana'nın eski sokaklarını, kiliselerini ve mühim binalarının küçük sulu boya resimlerini yaparak
bazı dükkânlara bırakıyor ve satıldıkça parasını alıyordum. Fakat bu resimlerden aldığım para yeme-
ğe bile yetişmiyordu. Artık Viyana'da ne ekmek, ne yağ ne şeker bulmak kabildi.
Ekseriya sokakta satılan bir çif hardallı sosis ve kebap kestane ile iktifa ediyordum.
Parasız olduğumu anlayıp da otel ücretlerini istememeleri için kazandığımın bir kısmını da bahşiş
olarak kapıcıya veriyordum.
O esnada İstanbul İngiliz işgali altına girmişti…
(…)
Celal Esat Arseven, Sanat ve Siyaset Hatıralarım
Kelime Dağarcığı:
harcırah: Yolluk. iktifa: Yetinme. istimdat: Yardım isteme. klişe: Baskıda kullanılmak amacıyla üzerine kabartma resim
vb. çıkarılmış metal levha. mütareke: Ateşkes. sefaret: Elçilik. tab etmek: Basmak.
539