Page 539 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 539

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10           262

             7.ÜNİTE> Anı (Hatıra)     Kazanım A.4.5: Metindeki anlatım biçimlerini, düşünceyi geliştirme yollarını ve bunların işlevlerini belirler.
             Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi  Alan Becerileri: Okuma Becerisi

             Etkinlik İsmi                  Refik Halit Karay’dan Bir Anı                            25 dk.
             Amacı      Metindeki anlatım biçimlerini, düşünceyi geliştirme yollarını ve bunların işlevlerini belirleyebilmek.            Bireysel

              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyup soruları metne göre cevaplandırınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                    Aziz Devrinde
               Kapı tokmaklarının en büyük gürültüyü teşkil ettiği rahat bir İstanbul kenar mahallesinde, durgun
               bir kuşluk vakti havada uzaktan uzağa, fasılalarla akseden gevrek, çınlayıcı bir ilahi sesi dolaşıyor.
               Bir ses ki buluğa ermemişlerin hançerelerinden çıktığı için aydınlıktır denilebilir; içleri nağme ve
               nur dolu sabun balonları boşluğa üfleniyor, dağılıyor ve çatlıyor gibi... Set üstünde, aşı boyalı, kafesli,
               cumbalı, bir tarafında kumrular ve güvercinler için hususi bölmeler yapılmış bir evin -vaktiyle hac-
               dan gelmiş olan sahibinden dolayı yeşile boyanmış- kapısı ardına kadar açıktır ve önü kalabalıktır;
               burada mektebe başlanma töreni yapılacak; ödağacı, buhur dumanlarına gülsuyu kokusu da karış-
               mış. Beyaza yakın uçuk rengine göre damarlarında kan değil, süt dolaştığı sanılan beş yaşında bir
               çelimsiz çocuk heyecandan büsbütün solmuş, etrafa melül melül, görmeden bakmaktadır. Başındaki
               mavi püsküllü yayvan Aziziye fesine inci ile çerçevelenmiş kocaman altın maşallah takılı; sırtında
               yerli ketenden tiril tiril bir entari; bir yolu sarı, bir yolu mavi, şekerdenmiş hatır hatır ve pırıl pırıl
               vurulsa cam sesi çıkararak kırılacakmış hissini veren sert ipekli Hama kumaşı hırka; hırkanın omuz
               başına yedi delikli mavi boncuk karınca boynuzu, kaplumbağa yavrusu, deniz böceği kabuğu, şap,
               bir paralık sikke vesaireden mürekkep bir nazarlık broloğu dikilmiştir. Belinde gülkurusu zemin
               üzerine yeşil motiflerle süslü lahur şaldan bir kuşak. III'üncü Napoleon yahut da yerli tabirle "didon"
               modasına uygun -Avrupa modası Kırım muharebesinden itibaren, ecnebi askerlerle memlekete gir-
               miştir- sarkık işlemeli paçalı donu beyaz tiftik çoraplarının üzerine bağlanmıştır; ayaklarında sivri
               burunları havaya kalkmış sarı deriden çedik pabuç; kadife üstüne sarı sırma, klaptan işlemeli bir cüz
               kesesi sarkıyor. Odanın Üsküdar çatmasından, yeni atılmış pufla iki minder aralarında sedef kakmalı
               ceviz ağacından, cilasız bir "rahle" konmuştur, üzerinde soluk sarı renkte bir kâğıda, taş basması bir
               incecik Amme cüzü duruyor; bunun yanında da hoca efendinin çocuğa harfleri işaret etmesi için
               fildişinden zarif bir "hilal”
               (...)
                                                                           Refik Halit Karay, Üç Nesil Üç Hayat
               Kelime Dağarcığı
               brolog: Kolye ucu. lahur: Lahor'da yapılmış.



             1.  Okuduğunuz metinde oldukça fazla betimleme yapılmasının sizce sebebi nedir? Böyle bir anlatım
                 metne neler kazandırmıştır?





















                                                                                                   537
   534   535   536   537   538   539   540   541   542   543   544