Page 711 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 711

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10          348

             9.ÜNİTE> Gezi Yazısı     Kazanım A.4.6: Metnin görsel unsurlarla ilişkisini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi

             Etkinlik İsmi                     Görselin Metne Katkısı                                20 dk.
             Amacı      Metnin anlatımında görsel unsurların önemini kavrayabilmek.                  Bireysel


             Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Soruları metinden hareketle cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                                  Tuna’dan Batıya


















                             Görsel 1: Çanakkale Savaşı
             (…)
             Çanakkale şehri geniş bir göl gibi duran birinci havuzla geniş bir nehir gibi kıvrılan ikinci havuzun
             arasında, yakışıklıca yapılarını kıyıya dizerek önündeki mavilikle gerisindeki yeşilliği beyaz bir uza-
             nışla ayırıyor. Şehrin üst kıyısından boğazı daraltmak için kıvrılan tepenin açık kahverenkli toprağına
             beyaz kireçle büyük bir Ay Yıldız çizmişler. İki tarafında büyük ve beyaz rakamlar var: 18 Mart 1915.
             Bu akpak yazıda kıpkızıl bir destan haykırıyor.

             (…)
             O gün, tepedeki beyaz rakamlı yazının söylediği gün... Tabyaları tiftik eder gibi atıp mayınları ağda
             balık gibi avladıklarını sanan zırhlılar kurumla ilerliyorlar. Solda Fâtih'ten kalma Kilidülbahir kalesi
             mazgallı gövdesinin toparlak çevremi ortasından yükselen dişleri aşınmış burcuyla gün görmüş bir
             ihtiyar gibi durmaktadır. Bir gün önce ölen tabyalar birdenbire yanardağlar gibi işlemeğe başlıyor.
             Suyun içinden dehşetli bir zelzele patlayışı; deniz korkunç bir uçurumla yarıldı; koskoca Buve zırhlısı
             bir lokma gibi denizin kanundadır. Bir zırhlı daha, bir tane daha... İhtiyar kalenin mazgalları keyifli
             keyifli gülüyor; üç asır önce ondan atılan tek gülleyle Venedik donanmasını batırmıştık; tarih tiyatro
             gibi, değişen dekorlardır, bunlar da aynı yerde battılar. Denizin üstünde sayısız insanlar karıncalaşıyor.
             Uğradıkları yüzlerle milyon zararı bırak, yalnız ölülerinin tutarı iki binden fazla. Halbuki bizim ancak
             seksen beş şehidimiz var. Hiçbir cenk yenilene o kadar pahalı ve yenene bu kadar ucuza malolmadı.
             18 Mart yalnız zaferimiz değil bir verip bin alışımızdır.
             (…)
             Vapurumuz boğaza yaklaşıyor. Sol taraftaki boz tepelerin sırtında yeşil birer bahçe gibi İngiliz ve Fran-
             sız mezarlıkları görülmektedir. Sayısız kabirlerin mermer sandukaları o yeşillikleri beyaz pırıltılarla
             beneklemiş. Mezarlıkların ortalarından gösterişli mermer sütunlar yükseliyor. Bunlar yalnız onların
             ölüleri için değil; bütün o mermerlerle bu tepelere Çanakkale'nin son tarihi yazılı: Dünyayı yenenlerin
             yenildiği yer diye.
             (…)

                                                                         İsmail Habib Sevük, Tuna’dan Batıya



                                                                                                   709
   706   707   708   709   710   711   712   713   714   715   716