Page 17 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 17
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 6
1. ÜNİTE > Giriş Kazanım A.4.3: Metin ile metnin konusu, amacı ve hedef kitlesi arasında ilişki kurar.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Sanat Akımları 25 dk.
Amacı Metnin yazılış amacı ile konusu arasındaki ilişkiyi ifade edebilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Fransız İhtilali’nden Doğan Romantizm Akımı
(…)
Mutlak krallık devrinde boy gösteren klasisizm sanatçıları, kral tarafından her zaman koruma altına
alınmış; bunun karşılığında klasikler, rejim ve toplum konularını tartışmamışlardı. Asiller, burjuvalar
ve köylüler ilk zamanlar bu düzenden memnun görünüyor; sanat, asillerin bir ayrıcalığı olarak kabul
ediliyordu. Ancak XVIII. yüzyılın sonlarına gelindiğinde patlak veren Fransız İhtilali, bu mutlak mo-
narşiyi yıktı. Hürriyet ve eşitlik fikirleri, efendi-köle ilişkisine dayanan sistemi çökertti. Halk bilinçlen-
miş, kendi kültürüne ve millî değerlerine yönelmişti. “Toplumsal koşullar değiştiği zaman ‘yazın’ın da
değişmesi doğaldı. Büyük devrim, Fransız toplumunu derinden derine değiştirdiğine göre, bu topluma
yeni bir yazın sunmak kaçınılmaz olmuştu. Geçirilen büyük değişimler sonucu, çağdaş insan coşkulu
ve hüzünlü bir niteliğe bürünmüş; acılı bir yetersizlik ve eksiklik duygusu içinde kıvranır olmuştu.
Öncelikle usumuza seslenen klasik yazın böyle bir insanın yönelimlerini dile getiremezdi.” (Yücel,
1981, s.60). İşte kilisenin ve monarşinin otoritesinin yıkılmasıyla klasisizm de tarihe karışmış; Fransız
İhtilali’yle ortaya çıkan hürriyet, demokrasi ve ferdiyetçilik kavramları “romantizm”in yani yeni bir
akımın doğmasına yol açmıştır.
“Romantizm, Avrupa’da XIX. yüzyılın ilk yarısında klasisizme tepki olarak doğan, duygu ve hayali ön
planda tutan, doğadaki ve toplumdaki karşıtlıkları, çelişkileri yansıtmayı, kişileri toplumsal çevreleriy-
le vermeyi amaç edinen bir edebiyat akımıdır.” (Çotuksöken, 1992, s.155). Toplumsal sıkıntılar, siyasi
baskılar ve klasisizmin sanatçıyı zor durumda bırakan kuralcılığı, romantizmin ortaya çıkmasının se-
bepleri arasındadır. Dolayısıyla ilk kez bir edebî akım başka bir edebî akıma tepki olarak doğmuştur.
Romantizmin babası, Fransız İhtilali’nin düşünce kahramanlarından Rousseau’dur (Russo).
(…)
Daha sonra Victor Hugo (Viktor Hügo) yönetiminde kurulan edebiyat okulu, bu akımı Fransa’dan
tüm Avrupa’ya yaymış; o zamana kadar süregelen eski Yunan ve Latin taklitçiliği, yerini Shakespeare
(Şekspir), Goethe (Göte) ve Schiller (Şiller) hayranlığına bırakmıştır.
(…)
Türk edebiyatını en fazla etkileyen akımın romantizm olduğu tartışılmaz bir gerçektir. 1860 yılından
sonra Fransız edebiyatını örnek alan Tanzimat sanatçıları o çağın en belirgin edebiyat akımı olarak
romantizmi benimsediler. Bu akımı Tanzimat sanatçıları için çekici kılan; halka açık yanı, adalete, hür-
riyete, derin hayallere, millî ruha ve tabiata coşkulu bir şekilde bağlılığıdır. Bu coşkunluk ve hayallere
bağlılık, Tanzimat Dönemi’nde yazılan birçok eserin içine sinmiştir.
Ömer Tuğrul Kara, Toplumsal Olayların Etkisiyle Gelişen Üç Büyük Akımın Türk ve Dünya Edebiyatında İzleri
Kelime Dağarcığı:
burjuva: Şehirde yaşayıp özel imtiyazlardan yararlanan; orta sınıftan olan, kent soylu. ferdiyetçilik: Bireycilik. monarşi: Siyasi
otoritenin genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığı devlet düzeni veya rejim, tek erklik. rejim: Yönetme, düzen-
leme biçimi, düzen. us: Akıl.
15