Page 383 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 383
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 188
7.ÜNİTE > Tiyatro Kazanım A.3.4: Metindeki çatışmaları belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Çatışma Tema İlişkisini Belirliyorum 25 dk.
Amacı Çatışmayı tespit edebilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Deli
I. MECLİS
(Vacit Bey, Doktor, Şebnur)
(Sağ taraftaki kapıdan sahneye girerler)
Doktor — Âlâ! Mükemmel! Şaşılacak şey!
Vacit Bey — Desenize, Doktor Beyefendi, âdeta bir mucize!
Doktor — Fen sahasında bir mucize... Kayınpeder Beyefendi’nin başından geçen pek “rar” bir “ka”dır.
İstatistikleri tetkik ettim, mesela Fransa’da Doktor Blanş’ın meşhur sıhhat yurdunda 672 hasta üze-
rinde ancak bir kişi bu suretle tamamen şifa bulmuştur. İngiltere’de...
Vacit Bey — (Sözünü keserek) Demek ki; Kayınpeder’i artık bütün şuuruna malik addedebiliriz.
Doktor — Şüphe mi var? Uzun bir şuursuzluk devrinden sonra şimdi bütün akli melekelerine sahip-
tir. Hastalık ne zaman başlamıştı?
Şebnur — (Atılarak) Hani ya Doktor Bey, Hürriyet ilan edilmişti... Kaç sene oldu bilmem ki... (Vacit
Bey’e dönerek) Daha o zaman Ayten bile doğmamıştı, değil mi, Beyefendi?
Vacit Bey — Şebnur! Sen dur da ben anlatayım, bize meydan bırak. (Doktor’a) Meşrutiyet’in İlanı’ndan
tam iki gün evveldi... Demek ki; yirmi bir sene oluyor. O sabah Kayınvalide merhum koşarak odama
geldi: “Bey’e bir şeyler, bir hâller oldu, konuşmuyor, sözüme cevap vermiyor, gözlerini duvardaki
‘Ya Erhamü’r Râhimin’ levhasına dikmiş, put gibi duruyor.” dedi.
Şebnur — O gün bugün dünyadan habersiz...
Vacit Bey — Gerçekten öyle... Yemek verirsen yer, balkona çıkarırsak çıkar, dışarıda kıyamet kopsa
aldırmaz, sormaz...
Şebnur — Sanki kıyamet kopmadı mıydı? Neydi o Hürriyetler, Hareket Orduları...
Vacit Bey — Balkan Muharebesi, Dünya Harbi, işgal seneleri, nihayet Millî Zafer...
Doktor — Yirmi bir senelik dünya olaylarından şimdi hiç malumatı yok. Zavallı adam!
Şebnur — O zavallı değil, zavallı olan biz... Onları gördük de ne olduk ki...
(…)
II. MECLİS
Maruf Bey — (Başını sağdaki kapıdan yavaşçacık, ürkek ürkek uzatır, bakınır, sonra iki elini uzatır,
birbirine vurur) Şebnur! Şebnur! (Cevap yok) Şebnur! Şebnur!
Ayten — (Soldaki kapıdan girer) Bonjur Büyükbaba!
Maruf Bey — Maşaallah benim hanım kızım! Şebnur’u çağırıyordum da...
Ayten — Bir şey mi isteyeceksiniz? Ben yapayım.
Maruf Bey — Bir sade kahve söyleyecektim...
Ayten — Yoo, Büyükbaba! Ben size sade kahve tavsiye edemem!
Maruf Bey — O da neden yavrum?
Ayten — Bilirsiniz ki; kahvenin bileşiminde kafein vardır, kafein uyarıcıdır, kalp üzerinde etkilidir,
yaşlılara zarar verir, atardamarları kastığı gibi sinirleri de yorar.
381