Page 44 - T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 44
TÜRKİYE CUMHURİYETİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ
20 İNKILAP TARİHİ 12 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü Ortaöğretim Genel Müdürlüğü İNKILAP TARİHİ 12 21
ve ATATÜRÇÜLÜK
ve ATATÜRÇÜLÜK
2. ÜNİTE > Millî Mücadele Kazanım 12.2.7: Millî Mücadele sürecine katkıda bulunmuş önemli şahsiyetlerin kişilik özel-
1. Sevr ve Lozan antlaşmalarını karşılaştırdığınızda hangi konularda kazanım elde edildiğini, hangi likleri ile faaliyetlerini ilişkilendirir.
konularda ise kazanım elde edilemediğini yazınız. Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi Alan Becerileri: Tarihsel Analiz ve Yorum Becerileri
Etkinlik İsmi TÜRKÜN ATEŞLE İMTİHANI 20 dk.
Amacı Millî Mücadele’de kişisel gayretlerin mücadele sürecini nasıl şekillendirdiğini analiz edebilme Bireysel
Yönerge Aşağıda verilen metni göz önünde bulundurarak soruları cevaplayınız.
2. Lozan Barış Antlaşması’nda Misak-ı Millî sınırları tam olarak gerçekleştirilmiş midir? Gerekçele-
riyle açıklayınız.
Görsel: Millî Mücadele’den bir sahne
3. Lozan Antlaşması’nın imzalandığı dönemde bir gazeteci olduğunuzu düşünerek, kazanılan bu
diplomatik başarıyı ülkemizin bağımsızlığı açısından değerlendiren bir köşe yazısı yazınız. TÜRKÜN ATEŞLE İMTİHANI
BAŞLIK: Durum çok korkunç bir hâl alıyordu. Yüz bin kişilik bir Yunan ordusu, bütün araç ve gereçleriyle,
KÖŞE YAZISI: Ankara’ya gelmek istiyordu. Hatta Ankara’da bazı İngiliz subaylarına ziyafet vereceklerini söyleyerek
onları davet etmişlerdi. Türk ordusu yirmi bin kişilikti. Ateş gücü Yunanlıların yarısından azdı, taşı-
ma araçları çok kıttı, silahları derece düşüktü. Bu, son debelenmeydi. Ya son bir saldırıya geçmek ya
da silinip gitmek gerçeği ile karşı karşıyaydık. Ankara’dan Sarıköy’e kadar küçük bir alan Türklerin
elinde kalmıştı. Kömür hemen hiç yok gibiydi. Askerin ihtiyacı için kullanılan trenler odunla işliyor-
du. Vagonlarda oturacak yerler hep tahta, pencereler kırıktı. Her yer tahtakurusuyla doluydu. Her
istasyonda orduya katılacak olanlar geliyor, kadınlar arkalarından koşuşarak ağlıyorlardı. Trendeki
erkekler içlerindeki büyük kudrete karşın, pek de umutlu görünmüyorlardı. Yunanlıların yirmi bir
uçağı vardı. Bizim bir uçağımız vardı; onun da benzini eksik, makinası bozuktu. Havacıların sadece
getirdikleri haber değil, Yunan uçaklarına ve ulaşım kollarına yaptıkları saldırılar da son derece
önemliydi.
Köy yolları karanlık, çamur içinde. Ay batmış gece yarısı oluyor. Bir subay beni Mustafa Kemal
Paşa’nın karargâhına götürdü. Mustafa Kemal Paşa, oturduğu koltuktan güçlükle kalkmaya çalıştı.
Çünkü kaburga kemikleri hâlâ ağrılar içindeydi. Mustafa Kemal Paşa’ya doğru, kalbimde gerçek
bir saygıyla gittim. O kendi hâlinde odada, bütün gençliğin bir millet yaşasın diye ölmeyi göze alan
kararını simgeliyordu. Ne saray, ne şöhret, ne herhangi bir kudret onun o odadaki büyüklüğüne
yaklaşamaz. Gittim, elini öptüm.
25 Ağustos’ta savaş başladı. İlk günleri, Yunanlılar ufak tepeleri birer birer ele geçiriyorlardı. Mustafa
Kemal Paşa onların Çal Tepesi’ni alıncaya kadar korkulacak bir şey olmadığını, fakat Haymana’ya
girerlerse bizim de kapana tutulacağımızı söyledi. Fevzi (Çakmak) Paşa’ya Mustafa Kemal Paşa’nın
evinin önünde rastladım. Onda zaferimize karşı o kadar büyük bir güven vardı ki bu insana umut
veriyordu.
Bir hafta geçmeden Çal Tepesi düştü. Korkunç bir sessizlik. Mustafa Kemal Paşa’nın gözleri o gece
anlatılamayacak kadar acı içindeydi. Kemalettin Sami Paşa kendisinden sayıca üç kat fazla, üç Yu-
nan tümeniyle dövüşüyordu. Gece yarısı, Mustafa Kemal Paşa’ya telefon ederek cephane istedi. Fevzi
Paşa ise Yunanlıların geri çekileceklerinde ısrar ediyordu. Fevzi Paşa’nın hakkı vardı. Ertesi gün
Yunanlılar Haymana’ya saldıramayacak kadar yorgundular.
Halide Edip Adıvar, Türkün Ateşle İmtihanı (Kısaltılmış ve düzenlenmiştir)
42 43
Hazırlayan: Adem ŞEKER