Page 244 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 244

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12          120

             5. ÜNİTE> Tiyatro     Kazanım A.3.2: Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönemle ilişkisini belirler.
             Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi  Alan Becerileri: Okuma Becerisi

             Etkinlik İsmi                   Türk Tiyatrosunun Kaynakları                             25 dk.
             Amacı      Tiyatro eserinin etkilendiği kaynakları tespit edebilme.                      Bireysel


              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                     Kanlı Nigâr
                                                       I. Perde

                                                  Takdim Konuşması
               ABDİ — Efendim. Ben az sonra seyredeceğiniz oyunun kişilerinden biriyim. Adım… neyse onu bıra-
               kalım. Daha önce size söylemek istediğim başka bir şey var. Ama korkmayın öyle uzun uzun başınızı
               ağrıtacak değilim. Biliyor musunuz, Kanlı Nigâr oynuyoruz. Ee, niye Kanlı Nigâr da mesela Şekspir,
               Molyer, Pirandello, Breht filan değil… Onlar hep oynandı, oynanıyor. Bu sefer de bizden, hem de
               adam akıllı bizden bir şeyler olsun dedik. Baba yadigârı, dededen miras bir şey… İçinde Karagöz ol-
               sun, orta oyunu olsun, tuluat olsun dedik. Türü nedir diyeceksiniz yahut diyecekler. (Dudak büker)
               dramatik değil, epik, Allah bilir, komik, trajik, yoo hiç biri değil. Ama ille de sonunda bir İK mi olması
               lazım, oyun işte… Kanlı Nigâr'ı bu sefer günümüzün bir yazarı kaleme almış. Ama bu oyun bundan
               çok seneler evvel ismini bilmediğimiz yazarlar hatta yazmayanlar tarafından yüzlerce defa meydana
               getirilmiş. Yazmayanlar diye acayip bir tabir kullandım. Yani kaleme almayıp da ansızın sahne üzerin-
               de yahut Karagöz perdesi arkasında söyleyi söyleyiveren o büyük sanatçıları, Hayali Kâtip Salihleri, Kel
               Hasanları, Abdileri, Naşitleri, Dümbüllüleri kastettim. Hepsi de nur içinde yatsınlar, onlar yazıp söy-
               lemeseydi, bugün de bir Kanlı Nigâr yazılamazdı. Kanlı Nigâr, onların ortak malı, eseri… Bizimki ise
               onlardan ilham alınarak meydana getirilmiş hem o hem de değil bir şey... Piyesin yazarı bana işi şöyle
               tarif etti. Siz oyuncular dedi, oyunlarda bir çeşit giysiler giyersiniz. Ben bu sefer yüklükte dededen
               kalma eski bir samur kürk buldum. Size onu giydireceğim, ama günümüzün modasına ve sizin üstü-
               nüze göre kesip biçtim bu eski güzel kürkü, dedi. Biz de giydik. Yakıştı mı diye sordum yazara, dudak
               büktü, aynaya hiç bakma, yakıştı mı yakışmadı mı, onu sen ben anlamayız, onu seyirci denen şaşmaz
               ayna tayin eder, dedi… Az sonra oyun başlayacak. Gelmiş geçmiş Karagözcülerin, orta oyunu ve tuluat
               sanatçılarının yeni çıraklarını seyrettirmeye çalışacağız size. Beğenirseniz, alkışlarsınız. Alkışlarınız
               asıl sahiplerine ulaşacaktır. Çünkü hepsini onlar yaptılar, biz mirasa konmuş olacağız. Ve onlara azıcık
               benzeyebilirsek ne mutlu bize…
               (…)

               AGÂH — Abdiiii…
               ABDİ — Buyurun Hoca Efendi…

               AGÂH — Ne var, ne yok? Mahallede inşallah asayiş berkemal?
               ABDİ — Hı…
               (…)
               AGÂH — Öfff, amma cahilsin be oğlum, aklın hiç erik değil.
               ABDİ — Ha…

               AGÂH — Aklın erik değil…
               ABDİ — Erik değildir şeftalidir.
               AGÂH — Ne şeftalisi?




                                                                                                   243
   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248   249