Page 248 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 248
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12 122
5. ÜNİTE> Tiyatro Kazanım A.3.3: Metnin tema ve konusunu belirler.
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi Alan Becerileri: Okuma Becerisi
Etkinlik İsmi Tiyatroda Konu ve Tema 20 dk.
Amacı Karakterlerin sözlerinden hareketle metnin teması ve konusuyla ilgili çıkarımlarda bulunabilme. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Merdiven
Giriş
Düş
Bir çatı katı… Teras… Gece. Demir korkuluğun dibinde çiçek saksıları… Bir sokak lambası… Bekçi
düdüğünü öttürerek geçer.
ŞEFİKA, içerden. — Artık yatsan Hamdi bey!
HAMDİ, pijamalı, terasta oturmaktadır. — Uykum yok Şefika hanım.
ŞEFİKA, girer. — Saat on ikiyi geçiyor.
HAMDİ. — Varsın olsun. Eski günlerimi düşündüm. Çocukluğum ağaçların tepesinde geçti. Sarı-
güzel'deki evimizin kocaman bir bahçesi vardı. Ben çiçeklerin ortasında büyüdüm. Bu sevgi bana
babamdan geçti. Rahmetli müthiş çiçek meraklısıydı. Annem de tavuk hastası. Evde başka laf edil-
mezdi. Sonradan büyük Fatih yangınında evimiz yanınca kira evlerine göçtük: Karışık teşkilatlı,
basık, karanlık, sevimsiz evler… Arkasından modaya uyduk, apartman dairesi denilen lâhit bozun-
tusu taş odalara tıkıldık kaldık. Ne çiçek ne tavuk!.. Nasıl yaparsın? Bu çatı katında tavuk beslemeğe
kalksan adın deliye çıkar, derdini kimseye anlatamazsın. Çiçeği saksılarda hapsettim yıllardan beri.
Bunun ne demek olduğunu bana sorsunlar. Şu saksıdaki çiçekler bana neyi hatırlatıyor bir bilsen!
ŞEFİKA. — Neyi Hamdi bey?
HAMDİ. — Kafese kapatılmış kuşları. Çiçek toprak ister Şefikanım. Serpilmek, boy atmak, gelişmek
için, engelsiz toprak ister çiçekler… Oysa ki yerden bu kadar yüksekte, çiçeğin özlediği toprağı nasıl,
nerede bulacaksın? İster istemez böyle saksılara hapsedeceksin onları. (Kararlı.) Fakat, günü gelip
çattı artık. Onları azadedeceğim. Toprağa kavuşacaklar hepsi, sağa sola, dibe doğru hiçbir engelle
karşılaşmadan kök salacaklar, serpilecekler, ben de rahat bir nefes alacağım.
ŞEFİKA. — Sen çiçekleri bırak da, kendinden konuş! Müdür nasıl davrandı işi öğrenince? Demin
güzelce anlatmadın.
HAMDİ. — Ayakta karşıladı beni. Demek seni elimizden kaçırıyoruz dedi.
ŞEFİKA. — Şaşırmıştır muhakkak.
HAMDİ. — Hem de nasıl! Emekliliğini istemek nerden aklına geldi, diye sordu.
ŞEFİKA. — Ne cevap verdin?
(…)
HAMDİ. — Ben otuz yıldan beri hep bugünü bekledim: Benimdir diyebileceğim bir evim olmasını...
Geniş bir bahçe ortasında kuş kafesi gibi sevimli, aydınlık bir ev! (Onu kandırmak ister gibi) Hele ça-
tısı kapansın, hemen kolları sıvayacağım. Sıkılacaksın diyorsun. Sıkılmağa vaktim kalacak mı acaba?
Bahçe emek ister, çiçekler de bakım... Cennete çevireceğim orasını. Gelip geçen, kırın ortasında bu gür
yeşillik nasıl fışkırmış diye şaşacak. (Birden sertleşerek) Ne gülüyorsun?
(…)
247