Page 250 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 250

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12          123

             5. ÜNİTE> Tiyatro     Kazanım A.3.4: Metindeki çatışmaları belirler.
             Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi  Alan Becerileri: Okuma Becerisi

             Etkinlik İsmi                     Bu Kadar Çatışma Fazla                                 20 dk.
             Amacı      Metindeki çatışmaları belirleyerek tiyatro eserinde çatışmanın neden gerekli olduğunu açıklayabilme.            Bireysel


              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                  Koçyiğit Köroğlu
                                                       Sahne 6
               (…)
               (Sütun hâlinde bir ışık belirir, ilerler, Köroğlu'ya yaklaşır. Işık sütunu içinde bir tayf görülür.)

               KÖROĞLU: Kaman Ata!
               KAMAN: Hiçbir gün, içini dökmek için çekildiğin bu kuytu yerde, seni bu akşamki kadar bunalmış
               görmedimdi. İşte şimdi sana göründüm.
               KÖROĞLU: Yirmi yıl döğüştüm, savaştım. Daha babamın öcünü...
               KAMAN: (Sözünü bitirmeden, Köroğlu'ya:) Yalnız babanın değil, bütün zulüm görenlerin öcünü
               almalısın.
               KÖROĞLU: Bunu nasıl yapabilirim?

               KAMAN: Gök Tanrı seni bu iş için seçti.
               KÖROĞLU: Benim gücüm yetmez buna.

               KAMAN: Kır At sende oldukça gücün eksik olmaz. (...) Kır At'ı senin için bu yeryüzüne indirdim.
               KÖROĞLU: Tut ki, Bolu Beyi'ni (...). Bir kötü eksilir aradan, bir kötü gelir onun yerine. Ne çıkar
               bundan?
               KAMAN: Bu dünyaya bir ün, bir ad ister. Öyle bir ad ki zâlimlerin yüreği titresin, onu duyunca.
               Zulüm görenlerin gönlü umutla dolsun. Destanlar onu söylesin, ozanlar onu dinletsin. Oğuz'un
               töresi bu!

               KÖROĞLU: Bunu ben de düşündüm.
               KAMAN: Ünün dört tarafa yayıldı. Günden güne zulüm görenler sana koşuyor. Bütün umutlar
               sende. Özün için bu yeryüzünde imrendiğin hiç, hiçbir şey olmasın. Ne beylik, ne mal, ne para...
               KÖROĞLU: Hiç, hiçbir şey... Yalnız...
               KAMAN: Söyle.

               KÖROĞLU: Toyluk işte... Bir gün, daha yalnızdım o zaman Çamlıbel'de, sazım kırıldı. O benim dert
               ortağım, biricik arkadaşımdı. Onsuz duramadım. Dağdan şara indim. Hiç kimse beni tanımadı.
               Usta bir sazcı buldum, sazımı verdim onarmaya. Ama sazcının bir kızı varmış, gönlümü kaptırdım.
               Ertesi günü usta sazı onardı. Ben ona sedef işlemesini de söyledim. Günler geçti, saz da sedeflendi.
               Ama ben kızın derdinden hiçbir şey göremez oldum. Nihayet ben onu, o beni istedik. Bir gün, beş
               gün, on gün... Başladım rahatsızlanmaya. Dağın yellerini, dağın yollarını özledim. En fenası, gece
               olsun, gündüz olsun babamın hayâli gözümden çıkmaz oldu. Kızı terkiye alıp Çamlıbel'e dönmeyi
               düşündüm. Ana olacak bir kadını, benim gibi bir (...), nereye götürsün? “Al, dedim, şu kolçağı. Eğer
               bir oğlum olursa koluna bağla. Adı Arslan olsun. Büyüyünce o beni arar bulur.” O gün bu gün, var
               mı yok mu, sağ mı öldü mü, beni arayıp durur mu, bilmem.



                                                                                                   249
   245   246   247   248   249   250   251   252   253   254   255