Page 266 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 266
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12 131
5. ÜNİTE> Tiyatro Kazanım A.3.8: Metnin dil, üslup ve anlatım/sunum özelliklerini belirler.
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi Alan Becerileri: Okuma Becerisi
Etkinlik İsmi Fikirlerimizi Anlatan Sözcükler 20 dk.
Amacı Tiyatro metinlerinde kullanılan sözcüklerin karakter oluşturmadaki etkisini açıklayabilme. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Lütfen Dokunmayın
(…)
NESİP — Ben Süleymaniye Kütüphanesine gidiyorum. Bir daha da seninle çalışacak değilim. Ama
babanın hatırı var. Tezini saçmalarla doldurmana gönlüm razı olmuyor. Hadise benim sana anlat-
tığım gibi olmuştur.
EKMEL — (Atılır.) Rica ederim. Bunun yanlış olduğunu size ispat ettiğimi sanıyorum.
SEVGİ — Baltacı ikinizin de anlattığı gibi değildi.
OKTAY — Üçünüz de ne kadar eminsiniz.
NESİP — Elimizde vesaik var. Biz susuyoruz, vesaik kelam ediyor. (Birer birer raflardan aldığı kitap-
ları masanın bir yanına yığar.)
EKMEL — Ben iddiamı şu belgelerle istinat ettiriyorum. (O da yığar.)
OKTAY — (Alayla bütün rafları göstererek) Tarih çok cömerttir maşallah. Her yorumu haklı çıka-
racak belgelerle doludur.
EKMEL — Yorumu bırakalım. Objektif bir gerçek olan, Baltacı'nın tarihi biyografisine de mi inan-
mıyorsunuz?
OKTAY — Tuhafsınız beyefendi. Bir insanın biyografisi çoğu zaman kendi hayatından değil, başka-
larının onu görüşünden çıkar.
EKMEL — Anlaşıldı, siz tarihçilerin objektivitesine de güvenemiyorsunuz?
OKTAY — Tarihçi dediğiniz kim? Sizin, benim gibi etten, kemikten bir insan. Yani taraf tutan,
olayları kendi vücut yapısının, yetişmesinin, şartlanmalarının, komplekslerinin (…) prizmasından
gören bir hasta (…).
NESİP — Hasta olan asıl sizsiniz.
OKTAY — Onlar bir insanı işte bu prizmadan gördükleri gibi çizerler. Daha sonra gelenler de
(Onları gösterir) bu krokiye kendi mizaçlarına ve muhayyilelerine göre rötuşlar eklerler. On kuşak
sonra gerçek modelle uydurma resim arasında hiçbir ilinti kalmayışına niye şaşmalı?
EKMEL — Bir ölçü içinde haklısınız, fakat…
SEVGİ — Hayır (…) Baltacı senin anlattığındı…
OKTAY — (Onu şefkatle okşayarak) Baltacı şu anda mezarından kalkıp gelse, üçümüzün de çizdiği
portresine bakıp bu ben miyim, diye şaşardı.
(…)
Haldun Taner, …Ve Değirmen Dönerdi-Lütfen Dokunmayın
Kelime Dağarcığı
istinat: Bir şeyi kanıt sayma. kelam: Söz. muhayyile: Hayal gücü. prizma: Işınları saptıran ve ayrıştıran, saydam madde-
den yapılmış üçgen cisim. rötuş: Düzeltmek amacıyla yapılan değiştirme. vesaik: Belgeler, vesikalar.
265