Page 276 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 276

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12          136

             5. ÜNİTE> Tiyatro     Kazanım A.3.10: Metinde edebiyat, sanat ve fikir akımlarının/ anlayışlarının yansımalarını değerlendirir.
             Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi   Alan Becerileri: Okuma Becerisi

             Etkinlik İsmi                 Tiyatro ve Yansıtılan Düşünceler                           25 dk.
             Amacı      Toplumcu gerçekçi sanat anlayışının tiyatro eserlerine nasıl yansıtıldığını tespit edebilme.            Bireysel


              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                     Kör Padişah
               (…)
               KÜÇÜK OĞUL: Tanrı aşkına, durdurun şu tepinmeyi! Kimsiniz siz?

               1. CADI: Ölümsüz ağaçlar, sonsuz kahkahalar, güven ve kardeşlik şehrini gördüğün hâle getirenleriz
               biz...

               KÜÇÜK OĞUL: Kimsiniz siz öyleyse?
               1. CADI: Kalkındırıldıktan sonra gittim ben o şehre. Bütün evleri, okulları, dükkânları, atölyeleri do-
               laştım. Çocukların büyüklere, büyüklerin çocuklara yalan söylemesini başlattım. Sayemde kadınlar
               kocalarına, kocalar karılarına, öğrenciler öğretmenlerine (...) yalan söylemesini öğrendiler. Kimse
               kimseye güvenmez, herkes herkesten korkar oldu... Kim olduğumu anladın mı şimdi? Anladın mı
               babanın ordusundan kat kat güçlü olduğumu?
               KÜÇÜK OĞUL: Bütün bir şehri yok etmeye de gücün yeter mi?
               2. CADI: Ben yardımına koşmasaydım belki yetmezdi.

               KÜÇÜK OĞUL  Peki sen nerede gösterdin gücünü? Sen ne yaptın insanlara?
               2. CADI: En büyük gerçeği öğrettim onlara: İnsan yalnız doğar, yalnız ölür, öyleyse yalnız yaşamalı-
               dır, dedim. Bunun üzerine herkes yalnızca kendini, kendi evini düşünür oldu. Herkes yalnızca kendi
               bahçesindeki ağaçlara bakmaya, kendi bahçesindeki çiçekleri sulamaya başladı. Sokaklarda meydan-
               lardaki ağaçlar, çiçekler sararıp soldu. Şehrin dolayındaki orman kurudu. Bu yüzden şehre yağmur
               yağmaz oldu. Evlerdeki ağaçlarda çiçekler yok oldu... Artık herkes yalnızca kendi evini temiz tutuyor-
               du. Sokaklar, meydanlar pisliğe boğulmuştu. İnsanlar ayaklarına bulaşan pisliği evlerine taşıyorlardı.
               Çok geçmeden evlerde yaşanmaz oldu... Ee, nasıl, aklın yattı mı depremden daha güçlü olduğuma?
               KÜÇÜK OĞUL: İkinizin gücü yalnızca bir şehrin değil, bütün bir ülkenin yok olmasına yeter.

               3. CADI: Ben arkalarında olmasam yetip yetmeyeceği kuşkuluydu. Ama ben, elinize ne geçerse evini-
               ze taşıyın, dedim insanlara. Komşunuz açlıktan ölecekse ölsün, aldırmayın, dedim. Kendi ceplerinizi
               doldurmaya bakın. Çalın çırpın, kimseye bir şey vermeyin, dedim... Sözlerimi dinlediler ve öyle cim-
               rileştiler ki kendilerini bile bir lokma yemekten yoksun bıraktılar… Anladın mı şimdi benim selden
               de güçlü olduğumu?

               KÜÇÜK OĞUL: Anladım. Üçünüzün gücü yalnızca bir şehrin, bir ülkenin değil, bütün dünyanın
               yıkılıp yok olmasına, batmasına yeter.

               CADILAR: (Dans ederek bağırıp çağırmaya başlarlar.) Gücümüzün değerini anladı... Gücümüzün de-
               ğerini anladı… Gücümüzün değerini anladı...
               (…)
                                                                            Nazım Hikmet, Kadınların İsyanı









                                                                                                   275
   271   272   273   274   275   276   277   278   279   280   281