Page 370 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 370

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12           183

              7.ÜNİTE> Söylev (Nutuk)    Kazanım A.4.5: Metindeki anlatım biçimlerini, düşünceyi geliştirme yollarını ve bunların işlevlerini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi

             Etkinlik İsmi                    İnsan, Düşünce ve Anlatım                              25 dk.
                        Konuşma metnindeki anlatım biçimlerinin, düşünceyi geliştirme yollarının işlevlerini belirleyebilme ve             Bireysel
             Amacı
                        bunlara günlük yaşamdan örnekler verebilme.
              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                                  Osmanlı’da Bilim

             Efendim hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Konuşmama başlamadan evvel manevi bir görevi
             yerine getirmek istiyorum. Bu vakfın kurucusu olan değerli Ahmet Kabaklı Hocamızı, kendisini uzun
             yıllar takip etmiş, okumuş birisi olarak rahmetle anmak istiyorum.
             Konuşmam genel olarak Osmanlı'da bilim üzerine yoğunlaşacaktır. Osmanlı'da bilim var mıdır? so-
             rusu sorulabilir. Bu sorunun cevabının inanca veya keyfe göre değişiklik göstermemesi gerekir. Şu bir
             gerçektir ki; Osmanlı'da bilim vardı ve çok ciddi ilmi faaliyetler gerçekleştirilmişti. Şu anda sizlere
             sunduğum harita, -hepinizin de bildiği üzere- Osmanlı'nın sınırlarının en geniş olduğu dönemi gös-
             termektedir. Böyle bir devlet bu kadar asır, sanıyorum ki bilim temeli olmadan yayılamaz ve kökle-
             nemezdi. Bizler genel kültürümüzden de biliyoruz ki; Osmanlı'da büyük bir şiir vardı, mimari vardı,
             musiki vardı. Büyük bir sanat vardı.

             (…)
             Şimdi sizlere hızlı hızlı bazı araştırmaların sonuçlarını sunacağım. Eğer böyle bir tesir altında iseniz
             bunları silmek; değilseniz sahip olduğunuz inancı daha da kuvvetlendirmek adına bu bilgileri sizlerle
             paylaşmak istiyorum. Şu anda gördüğünüz tabloda Anadolu'da kurulan medreseler gösterilmektedir.
             Konya'da yirmi dört medrese var. Bunlardan günümüze yedi tanesi ulaşmıştır. Kayseri'de on bir tane,
             Mardin'de on üç tane... Öbür şehirler, Erzurum, Akşehir, Diyarbakır... Her birinde dört ila altı medre-
             se bulunuyor. Osmanlı, fethettiği yerlerde 14, 15 ve 16. yüzyıllarda bu medreselere ilaveler yapmıştır.

             Bursa, Edirne, İstanbul, İznik, Balkanlar vs.de toprakları genişledikçe buralardaki medreselerin sa-
             yısı da artmıştır. 16. yüzyıla gelindiğinde 1350 medresenin kurulduğunu görüyoruz. Rumeli'de ise
             665 medrese yapıldığı kayıtlarda geçmektedir. Bu medreseler ister Rumeli’de ister Anadolu'da olsun,
             kültür ve ilmin yoğunlukla yürütüldüğü merkezlerdir. Ve bunların etrafında halka halka kültür faali-
             yetleri yayılmıştır. Bu faaliyetlerden en önemlisi Türkçenin yayılmasıdır. Türk olmayan Balkanlar'da
             Türkçenin yayılmasını sağlayan en önemli unsur da medreselerdir.
             (…)

             Şimdi sizlere Fatih Medreselerinin şemasını göstereceğim. Ortada cami, Fatih'in kabri... Üstte Fatih
             Medreseleri... En uçtaki sıralar, sekiz tane küçük medrese; içtekiler ise sekiz büyük medresedir. Ve
             bir de Dar'ül Şifa... Tabi burada bunların detayına girmek mümkün değil ama şunu unutmayalım;
             Osmanlı tarihinde ve İslam tarihinde bu tür bir tertip ve yapılanmaya rastlanmaz. Bunun niye böyle
             olduğunu ben anlamış değilim. Anlayanı da görmedim.

             İlk on padişah devrinde yetişen Osmanlı âlimlerinin nerede okuduklarına baktığımız zaman;
             %43'ünün İran'da, %25'inin Mısır'da yetiştiğini görüyoruz. Bunu Anadolu, Suriye, Irak takip ediyor.
             Demek ki Osmanlı, kendinden önceki ilim merkezlerinde yetişmiş âlimleri bünyesine alıyordu. Bu-
             ralar nerelerdir? İran, Orta Asya, Mısır... Buralarda yetişen bilim adamlarının görev yaptıkları yerlere
             baktığımızda ise; %33'ünün İstanbul'da bulunduğunu görüyoruz. İkinci yoğunluğun Bursa'da ve daha
             sonra da Edirne'de olduğunu görüyoruz. Ve bunları da Rumeli ve Anadolu vilayetleri takip ediyor.
             Taşköprülüzade'nin "Osmanlı Bilim Hayatında Kim Kimdir" diye tarif edeceğimiz eserindeki âlimlere
             baktığınız zaman %25,7 akli ilimler, %25,7 tarih, edebiyat gibi ilimler, %21,6 tefsir, %14 fıkıh, kelam




                                                                                                   369
   365   366   367   368   369   370   371   372   373   374   375