Page 384 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 384
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12 190
7.ÜNİTE> Söylev (Nutuk) Kazanım A.4.8: Metinde millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Değerler Eğitimi 20 dk.
Bireysel
Amacı Millî, manevi ve evrensel değerleri belirleyerek bunlarla ilgili çıkarımlarda bulunabilme.
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Şair Mehmet Emin Yurdakul Bey’in Nutku
Kardeşler;
Keşke asırların geceleri ve dünyaların mezarları gözlerine dolarak bir alil olsaydım. Sokak sokak dilen-
se idim ve milletimin kulağını parçalayan bu felâket seslerini işitmeseydim, bu kara günleri görmesey-
dim. Keşke göğün yıldırımları, yerin canavarları birleşerek beni kanlar içinde topraklara yuvarlasaydı
da vatanımın bu musibeti huzurunda bulunmasaydım ve bu azapları çekmeseydim. Zira bugün uğra-
dığı felâket ve musîbetler o kadar acı!..
Evet kardeşler, biz mağlûbiyetten, vatan ve milletin acısından sonra bugün İzmirimizin Yunanlılar
tarafından işgal edildiğini görüyoruz. Acaba bu zulüm ve vahşet niçin yapılıyor? İzmir’i Yunanistan
ve Türk’ü Yunan yapmak için mi? Hayır kardeşler, İzmir altı asırdan beri kırk ulu camiin beyaz mi-
narelerinden ezan seslerini yedi gökte dalgalandıran bir Müslüman memleketidir. İzmir yine o kadar
zamandan beri şehamet ve adaletlerimize şahit olmuş azametli dağların oğuznameler, şehnameler
dinlediği bir Türk toprağıdır.
Yıldırım Bayazıtların, İkinci Sultan Muratların altın kılıçlarının şerefli bir yadigârı olan bu Osmanlı
diyarı tarihen, medeniyeten ve örfen Türktür ve İslâmdır ve daima Türk ve İslâm kalacaktır. (…) Türk’e
gelince: Onun Allah’a secde için eğilen alnı hiçbir vakit esaret önünde eğilemez; onun kılınç ve sapan-
dan başka bir şeyle nasırlanmıyan elleri asla zincirlere uzanamaz. O esir yaratmayan Tanrı kendisini
hür olarak dünyaya getirirken bilir ve ister ki beşiğine kanat geren Osman’ın sancağı mezarına da gölge
vursun. O halde böyle bir memleket ve milletin tarihini bilmiyorum ki hangi kuvvet değiştirebilecek?
(…)
Kardeşler;
Ben şu iki mukaddes mâbedin arasında, bizi birbirimizi sevmek için yaratan Allahın bu saltanatının
eşiğinde bu hale nefret ediyorum. Yüreğim heyecanlar ve gözlerim yaşlar içinde olduğu halde garba
doğru dönerek haykırmak ve şunları söylemek istiyorum: Ey Avrupa, ey Amerika, bunun mesuliyeti
sizin olacaktır.
(…)
Bununla beraber kardeşler, biz bütün felâket ve musibetlere, her şeye karşı memleket ve milletimizin
hayat ve necatından umudumuzu kesmiyelim. Bilelim ki gökler fırtınasız, baharlar hazansız olmadığı
gibi, hiçbir vakit insanlar da dertsiz kalmamıştırlar. Istırap beşeriyetin talihidir. Mağlubiyet her mil-
letin hayatında mukadderatın elinden içtiği bir zehirdir. Lâkin fırtınalardan sonra parlak güneşler,
hazanlardan sonra şu güzel çiçekler göründüğü gibi dertlerden sonra da saadet günleri gelir. Eğer biz
felâketten, mağlubiyetten ders almağı bilirsek şüphe yok ki bizim içtiğimiz zehir bir ilâç olacaktır.
(…)
Kardeşler;
Yunanlıları İzmir’den çıkarmak, eski ve yeni dünyalara hukuk ve hürriyetinizi tanıtmak istiyor musu-
nuz? Öyle ise en önce aramıza girmiş nifakı öldürelim, kardeşliğe doğru bir daha geriye çekilmiyecek
383