Page 410 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 410
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9 209
8.ÜNİTE > Mektup/E-posta Kazanım A.4.9. Metinde ortaya konulan bilgi ve yorumları ayırt eder.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi/Yazma Becerisi Genel Beceriler: Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
Etkinlik İsmi ANLATIMDA NESNELLİK, ÖZNELLİK 25 dk.
Amacı Metindeki nesnel ve öznel anlatımı ayırabilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyarak soruları cevaplayınız (Alıntılanan metnin aslına sadık kalınmıştır.).
(İstanbul) 28 Mart 1947
Nahit,
Mektubun elime biraz geç geldi. Hemen cevabını yazıyorum. İzmir’e gitmem ihtimali şimdilik suya
düşüyor galiba. Ne yapacağımı soruyorsun, Mehmet Ali ile beraber çalışacağım. Aylıkla değil, kârı-
na yahut zararına ortak olarak. Ahmet Emin’den ümidim olduğu meselesine gelince öyleydi. Fakat
Mümtaz Faik orada oldukça bu iş de olmayacak.
Şimdi Tanin gazetesinden başka şey teklif ediyorlar. Aybaşından sonra şehir notları yazacağım. Fakat
bu, haftada ancak iki defa olacak. Ayrıca verdikleri para da pek sefil bir para. Yazı başına beş lira
yani ayda kırk lira ediyor. Az bulduğumu söyledim. Bu itirazıma karşılık aynı işi şimdiki halde yarı
yarıya daha ucuz yaptırdıklarını ileri sürdüler. Belki razı olurum, çünkü bu türlü yazıları kolayca
yazabilirim.
Şahap’ın ödediği paradan bahsediyorsun Çok üzülüyorum. Fakat elimden hiçbir şey gelmiyor. Benim
sefaletimi ne sen tasavvur edebilirsin ne de Şahap. Bu herhalde ilanihaye bu şekilde devam edemez.
İlk fırsatta Şahap’a yardım etmeye başlayacağım. Ama ne zaman, bilemiyorum. Kendisini gördüğün
zaman bu yazdıklarımdan istersen bir parça bahset. İstersen hiçbir şey söyleme. Yaptığım tercüme ile
Tercüme mecmuasında çıkacak yazılarımdan onlara bir şey ayırabilecektim, yani kendim hiçbir şey
almayacaktım. Ama o işler de suya düştü. Tercüme mecmuasındaki bibliyografyaları muzır neşriyat-
tan telakki etmişler. Hasılı fena halde canım sıkılıyor.
Geçen gün Mehmet Ali’yi geçirmek üzere Yeşilköy Hava Meydanı’na gitmiştim. Orada Enver’i gör-
düm. Biraz konuştuk, “Mübin’den ne haber?” diye sordum. “İşi olmazsa mektup yazmaz” dedi. Nahit,
sana camcılardaki resimlerden bahsetmiştim, hiç meşgul olabildin mi? Olamadınsa mühim değil.
Mühim yalnız sensin. Seni de üzdüğümü biliyorum. Hep tatsız şeylerden bahsettim. Daha uzun za-
man görüşemeyecek miyiz? Paris’e dair olan konuşmalardan hoşlanmıyorum. Çünkü bana Paris bir
ayrılma zarureti gibi görünüyor.
(...)
Mektuplarını sen daha çok geciktiriyorsun. Mektup beklemek beni yoruyor. Senden sık sık haber al-
mak istiyorum. Annene arz-ı hürmet eder, ellerinden öperim. Sana da her zaman olduğu gibi sonsuz
hasretler, muhabbetler.
Orhan Veli
Mektubumu ayın 27’sinde yazdım. Fakat parasızlık yüzünden ancak bugün atabiliyorum.
(Alınmıştır.)
Kanık, O. V. (2014). Nahit Hanım’a Mektuplar. İstanbul: YKY.
409