Page 3 - Biyoloji 12 | 1.Ünite
P. 3
w
1.1. NÜKLEİK ASİTLERİN KEŞFİ VE
ÖNEMİ
İnsanoğlu varoluşundan günümüze kadar gelen süreçte ebeveynleriy-
le (ana-baba) ortak ve farklı özellikleri olduğunu gözlemlemiştir. Sizin
de çevrenizde birileri mutlaka “Saçların aynı babana benziyor.” “Göz-
lerin halana benziyor.” “Yüz yapın dayına benziyor.” demiştir. Dış gö-
rünüşümüzün tıpatıp ebeveynlerimize benzememesi de hep aklımızı
kurcalamıştır (Görsel 1.1). Bu düşünceler, kalıtsal özelliklerimizin nasıl
aktarıldığı sorusunu aklımıza getirir. Ailenizde, okulunuzda ve mahal-
lenizde yaşayan insanların dış görünüşlerinin benzer ya da birbirinden
farklı olmasının nedeni nedir? Hiç düşündünüz mü?
Görsel 1.1: Çekirdek aile
Genetik özelliklerin kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan organik
moleküller nükleik asitlerdir. Bilim insanlarının hangi çalışmaları, son
derece önemli olan bu moleküllerin keşif sürecinde kilit rollere sahiptir?
1.1.1. NÜKLEİK ASİTLERİN KEŞİF
SÜRECİ
İsviçreli Biyokimyacı Friedrich Miescher (Fredrik Mişher), 1869 yılında
ilk olarak akyuvarda daha sonra ise balık spermi ve yumurtalarının çe-
kirdeğinde nükleik asitlerin varlığını gözlemlemiştir. Miescher, çekirdek
içerisinde asit özelliği gösteren bu moleküllere nüklein adını vermiştir.
Daha sonraları nüklein, nükleik asit olarak adlandırılmıştır. Nükleik
asitlerin başlangıçta sadece hücre çekirdeğinde bulunduğu kabul edil-
miştir. Sonraki yıllarda ise yapılan bilimsel çalışmalarda nükleik asitle-
rin ökaryot hücrelerin mitokondri, kloroplast ve ribozom gibi organel-
lerinde bulunduğu da tespit edilmiştir. Prokaryot canlılarda ise nükleik
asitlerin hücre sitoplazmasında ve ribozomlarında yer aldığı görülmüş-
tür. 1884 yılında Oscar Hertwig (Oskar Hörtvik), nükleik asitlerin kalı-
tımın aktarılmasından sorumlu kimyasallar olduğunu ileri sürmüştür.
GENDEN 17
PROTEİNE