Page 17 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | Çalışma Defteri 4
P. 17

Beceri Temelli-I





          Aşağıdaki metni okuyarak soruları cevaplayınız. ( Alıntılanan metnin aslına sadık kalınmıştır. )


                                                        Ev Sevgisi
               Yeni hayat içinde kaybolmak tehlikesine düşen bir mutluluk ve bağlılık kaynağı: ev sevgisi. Küçük,
               büyük ailelerin baba yurdu vardı. Dar, kaldırımı bozuk sokağa bakan, yağmurlar ve fırtınalarla dış
               manzarası kararmış bir evde gözlerimizi dünyaya açardık. Bu evin, küçük, büyük herhalde bir bah-
               çesi olurdu. Bu bahçenin her tarafı kendi ellerimizle işlenirdi. Annemiz, babamız, bize bazı kayısı
               ağaçları göstererek bunları büyük babamızın, aşısını bilmem nereden alarak yetiştirdiğini; çocuk-
               luklarında onun altında oynadıklarını anlatırdı.
               (…)
               Bu ev sevgisi maddî bir avuç toprak, bir yığın tahta ve sıva sevgisi değildi. Biz, evimiz mefhumu
               (kavramı) içinde ailemizi, muhitimizi, ecdâdımızı severdik. Bu sevgi ruhumuz için bir sükûnet ve fe-
               rahlık, bir inanç ve irade kaynağı teşkil ederdi. Yavaş yavaş, hayat bu sevgiyi tehdit etmeğe başladı.
               Dayanıksız eski tahtalardan ibaret kalan bu köhne evleri yangınlar bir bir yere serdi. Büyük yurt
               içinde âdeta yurtsuz ve yuvasız kaldık.
               (…)
               Bugün bir kere maddeten baba ocağından ayrıldık. Eski evlerimiz yandı, yıkıldı. Biz onlar içinde
               yaşıyamaz olduk, alıcı çıkınca yıkıcılara sattık. Ve onlar, bizim ailemizin tarihini teşkil eden, acı ve
               tatlı günlerimizi içinde toplayan ve yaşatan eski binayı gözümüzün önünde çatır çatır yıktılar, bizi,
               hayatta bir serseri gibi bıraktılar. Belki modern apartmanlara taşındık. Belki bugün o eski çıplak
               tahta döşemeli odalarımızın yerine yumuşak tüylü halılar serili salonlarımız var. Fakat bu bizim için
               bir ocak değil, bir “ev” değil. Bu mükellef, muhteşem binaların içinde bir kiracıyız, bir numarayız.
               Sene başında kontratımız biterse, nereye taşınacağımızın farkında bile değiliz. Ve, en müthişi, bu-
               nun  acılığına bile kayıtsızız. Çünkü aile ocağından ev sevgisinden yalnız maddeten değil, manen de
               uzak kalmış bulunuyoruz. “Ev” mânâsını kaybetmiştir; bugün ev, yalnız, az çok rahat bir taş toprak
               yığınıdır; kiralık bir apartıman köşesidir. Bunu beğenmesek bir başkasına gitmeğe her dakika ha-
               zırız.
               Ev sevgisinin süzülüp gitmesi, aile hayatında eski tesirini dehşetiyle hissettirmeğe başlamıştır. Aile
               havasının ruha serinlik veren yüksek temizliği artık kalmadı. Aile gevşedi. Bir dam altında yaşayan
               birer yabancı haline geldik. Şimdi ev halkı bir kalp gibi çarpan tek bir vücut değil. Muvakkat bir
               zaman için, tesadüfün sevkiyle bir araya gelmiş sanki yabancılar…
               Bir rüzgâr bunları ufkun muhtelif taraflarına savurabilir. Ruhları kuruyor, içine acılık, hodgâmlık
               (bencillik) ve bedbahtlık doluyor. Tahmin edilmeyen bir hırs, elde edilmeyen bir saadet ve hülya
               arkasında, bazen en yakınımızdakilere yabancı ve âdeta düşman hissiyle hayatta yapayalnız kalı-
               yoruz.
               Kalabalık ev, tenha bir çöl oldu…
                                                                             Hüseyin Cahit Yalçın, Ev Sevgisi





                  “ev büyük geliyor şimdi her oda / bir ayrılık, çocuklar kapalı kutu, / bahçeler dağınık: / Bir salkım

         1.       üzümü / paylaşırken nasıl da bağ bahçe arkadaştık, / meğer yapraklarından soymaya başlamış /
                  bahçeyi hırsız, bağ çıplak kalmış!”                                                                        Haydar Ergülen, Nar

         Yukarıdaki şiir parçası, okuduğunuz metinden farklı bir dönemde yazılmasına rağmen onunla aynı sorunu dile getir-
         mektedir. Sizce bu durumun sebebi ne olabilir?

         ................................................................................................................................................................................................................
         ................................................................................................................................................................................................................

         2. Theodor W. Adorno’nun “Sözcüğün alışılmış anlamıyla barınak, artık imkânsızdır. (…) Ev, geçmişte kalmıştır.” sözünü
         de göz önünde bulundurarak okuduğunuz metnin iletisi hakkında değerlendirme yapınız.

         ...............................................................................................................................................................................................................
         ................................................................................................................................................................................................................

         3. Metnin konusu güncel midir? Metinde işlenen konuyu ilgi çekme ve bilgi verme açısından değerlendiriniz.
         ................................................................................................................................................................................................................
         ................................................................................................................................................................................................................

                                                 MATEMATİK-11
                                            ORTAÖĞRETİM     17 TDE-11
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22