Page 16 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 | Çalışma Defteri 4
P. 16

Beceri Temelli-I





         Aşağıdaki metni okuyarak soruları cevaplayınız. (Alıntılanan metnin aslına sadık kalınmıştır.)

                                                 Han Duvarları

                               -Osmanzade Hamdi Bey'e-             (…)
             Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,            Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık,
             Bir dakika araba yerinde durakladı.                   Bir handa, yorgun argın, tatlı bir uykudaydık.
             Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,            Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım,
             Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...            Başucumda gördüğüm şu satırlarla yandım!
             Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,               "Garibim namıma Kerem diyorlar
             Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.                    Aslı'mı el almış harem diyorlar
             İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık!            Hastayım derdime verem diyorlar
             Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,                   Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben"
             Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...         Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında,
             Arkada zincirlenen yüksek Toros Dağları,              Korkarım, yaya kaldın bu gurbet çıkmazında.
             Önde uzun bir kışın soldurduğu etekler,               Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı!
             Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...          Bahtına lanet olsun aşmadınsa bu dağı!
             (…)                                                   Az değildir, varmadan senin gibi yurduna,
             Ağır ağır önümden geçti deve kervanı,                 Post verenler yabanın hayduduna kurduna!..
             Bir kenarda göründü beldenin viran hanı.              Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:
             (…)                                                   "Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu’nu?"
             Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,             Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,
             Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken               Dedi:
             Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı;             "Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!"
             Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı.          Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti,
             Ben garip çizgilere uğraşırken baş başa               Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti...
             Rastlamıştım duvarda bir şair arkadaşa;               Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi.
             "On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan                     Aradan yıllar geçti işte o günden beri
             Baba ocağından yar kucağından                         Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim,
             Bir çiçek dermeden sevgi bağından                     Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.
             Huduttan hududa atılmışım ben"                        Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar,
             Altında da bir tarih: Sekiz mart otuz yedi...         Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!
             Gözüm imza yerinde başka ad görmedi.                  Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,
             (…)                                                   Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!..
             Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk,                                           Faruk Nafiz Çamlıbel
             Soğuk bir mart sabahı... Buz tutuyor her soluk










             Kelime Dağarcığı
             cibal: 1. Dağ. 2. Azerbaycan’ı da içine alan geniş bir bölgenin adı. hudut: Sınır.








                                            ORTAÖĞRETİM     16 TDE-12
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21