Page 30 - Tarih 9 | Çalışma Defteri
P. 30

CEVAP ANAHTARI



                                                   BECERİ TEMELLİ-2

        SİYASİ:
        Türkler ile yerleşik topluluklar arasındaki ilişkilerin çatışma ve uzlaşma şeklinde gerçekleşmesi, Hunların
        siyasi, ekonomik ve kültürel farklar nedeniyle çatışma yaşadıkları Çinlilere karşı bazen saldırmayı bazen de
        uzlaşmayı tercih etmeleri Hun Çin ilişkilerinin siyasi boyutudur.

        ASKERÎ:
        Hunların, Çin kervanlarına yaptıkları askerî akınlar ile İpek Yolu’nun denetimini ele geçirmeye çalışmaları, Çin-
        lilerin Çin Seddi’ni inşa etmeleri, Hunlarla yaptıkları askerî mücadeleler Hun Çin ilişkilerinin Askerî boyutudur.

        KÜLTÜREL VE SOSYAL:
        İpek Yolu’nun geçtiği bölgeler ve bu bölgelerin zengin şehirleri için Hunlarla Çinlilerin karşı karşıya gelmesi,
        Hunların Çin’e yünden yapılmış örtüler, kumaşlar ile keçe ve deri gibi kendi kültürlerini yansıtan mamuller
        ihraç etmeleri, Çinlilerin konargöçer Türkleri yerleşik hayata geçmeye teşvik edip kültürlerini yok etmeye
        çalışmaları, Çinlilerin kendi inanç sistemlerini konargöçerler arasında yayarak kültürel kimliklerini kaybet-
        meleri için çalışmaları Hun Çin ilişkilerinin kültürel boyutudur. Hunların ticareti canlandırmaya yönelik politi-
        kaları, Çin’e yünden yapılmış örtüler, kumaşlar ile keçe ve deri ihraç etmeleri, bunların hepsini kendi hayvan-
        larından elde etmeleri, Çinlilerin ise askerî olarak başa çıkmakta zorlandıkları Türk topluluklarına karşı farklı
        yöntemler uygulayarak kendilerini savunmaları, savaşçı konargöçer Türk toplulukları arasındaki düşmanlıkları
        kışkırtıp onları zayıf düşürmeye çalışmaları, konargöçerlere para ve sosyal statü unvanları vererek onları sınır
        bölgelerine yerleştirip ve düşmanlarına karşı kullanmaları Hun Çin ilişkilerinin sosyal boyutudur.

        EKONOMİK:
        Hunların, Çin kervanlarına yaptıkları askerî akınlar ile İpek Yolu’nun denetimini ele geçirmeye çalışması,
        Çinlilerin Çin Seddi’ni inşa etmeleri, Hunlarla yaptıkları ekonomik mücadele, Hunların ticareti canlandırmaya
        yönelik politikaları, Hunların ekonomisinin hayvancılığa dayanması ve ihraç malları arasında canlı hayvan ve
        hayvan ürünlerinin olması, barış zamanlarında Çin’e çok miktarda sığır sevk etmeleri ve bunları Çin pazarların-
        da satmaları, Çin sarayına at ve kürk sunmaları bunun karşılığında ipek almaları, Çin’e yünden yapılmış
        örtüler, kumaşlar ile keçe ve deri ihraç etmeleri, bu mamulleri kendi hayvanlarından elde etmeleri Hun Çin
        ilişkilerinin ekonomik boyutudur.



                                                 BECERİ TEMELLİ-3
         1. Cahiliye Dönemi, güçlünün güçsüzü ezdiği, her türlü haksızlığın ve adaletsizliğin görüldüğü ve toplumun
         da bu durumu kabullendiği bir dönemdir. Ayrıca haksızlığa uğrayanların haklarını arayabilecekleri bir yargı
         sistemi ve bu sistemi işletecek bir siyasi otorite de yoktur. Ancak buna rağmen toplumda adalet duygusuyla
         hareket eden, zülüm ve haksızlığa uğrayanları koruyup kollama gayreti içerisinde olan bireylerin de olduğu
         söylenebilir. Hz. Muhammed de bunlardan biridir. Mekke önemli bir ticaret merkezidir.


         2. Hz. Muhammed’in Hilfu’l-Fudûl anlaşmasına katılması O’nun zulüm ve haksızlığa karşı koyan, güçlünün
         zayıfı ezmesine sessiz kalmayan, sosyal adaleti sağlamaya çalışan, toplumsal olaylara karşı duyarlı biri old-
         uğunu gösterir. Genç yaşına rağmen bu cemiyete çağrılması Hz. Muhammed’in toplum tarafından sevilen
         ve sayılan, dünya malına kıymet vermeyen biri olduğunu gösterir. Cahiliye Dönemi’nde kurulan adaleti tesis
         etmeye çalışan Hilfu’l-Fudûl Cemiyeti’nin İslam’ın ruhuna uygun bir cemiyet olduğu da söylenebilir.

         3. Güçlü olanın haklı olarak görüldüğü Cahiliye Dönemi’nde yaşanan bu olay Mekke’de devlet otoritesinin
         olmadığının en belirgin delilidir. Yemenli tüccar hakkını arayacak bir kurum, bir otorite olmadığı için Mekke
         halkına seslenerek toplumun vicdanına başvurmuştur. Aynı sorun günümüz Türkiye’sinde yaşanmış olsaydı;
         tüccar devletin otoritesine sığınabilir, polise ve savcılığa başvurarak suç duyurusunda bulunabilir. Hakkını
         bağımsız Türk mahkemelerinde arayabilirdi. Bir hukuk devleti olan Türkiye’de bireysel hak ve özgürlükler
         kanun güvencesi altındadır.




                                            ORTAÖĞRETİM    30 TARİH-9
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   25   26   27   28   29   30   31   32