Page 178 - Defterim TDE 9
P. 178

Sıra Sizde


          1. Etkinlik: Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle tamamlayınız.
              a) Yaşanmış ya da yaşanabilecek olayları anlatan ölçülü ve uyaklı dizelere ................................... denir.
              b) Dil içinde özel bir dil yaratılarak oluşturulan imgelerden, söz sanatlarından, ritim ve ahenkten
                 yararlanılan türe ................................... denir.
              c) Manzumeler, genellikle ................................... kaygı taşımayan metinlerdir.
              ç) Manzumelerde genellikle ................................... konular işlenir.
              d) Manzumelere göre ................................... çağrışım yönünden daha zengindir.



          2. Etkinlik: Aşağıdaki metinlerin şiir mi yoksa manzum hikâye mi olduğunu nedenleriyle
             açıklayınız.

                                  I. Metin                                              II. Metin

              Geçen akşam eve geldim. Dediler:                      Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
                                       – Seyfi Baba                 Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
                                                                    Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
              Hastalanmış, yatıyormuş.
                                                                    Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
                                       – Nesi varmış acaba?         Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
              – Bilmeyiz, oğlu haber verdi geçerken bu sabah.       Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
              – Keşki ben evde olaydım… Esef ettim, vah vah!        Sende tattım yemişlerin cümlesini.
              Bir fener yok mu, verin… Nerde sopam? Kız çabuk ol!   Desem ki sen benim için,
              Gecikirsem kalırım beklemeyin… Zîrâ yol               Hava kadar lazım,
              Hem uzun hem de bataktır…                             Ekmek kadar mübarek,
                                         – Daha a’lâ, kalınız       Su gibi aziz bir şeysin;
              Teyzeniz geldi, bu akşam, değiliz biz yalınız.        Nimettensin, nimettensin!
                                                                    Desem ki…
              Sopa sağ elde, kırık camlı fener sol elde;            İnan bana sevgilim inan,
              Boşanan yağmur iliklerde, çamur tâ belde.             Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
              Hani, çoktan gömülen kaldırımın, hortlayarak;         Ve soframda en eski şarap.
              ‘Gel!’ diyen taşları kurtarmasa insan batacak.        Ben sende yaşıyorum,
              Saksağanlar gibi sektikçe birinden birine,            Sen bende hüküm sürmektesin.
              Boğuyordum! müteveffâyı bütün âferine.                Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
              Sormayın derdimi, bitmez mi o taşlar, giderek,        Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
              Düştü artık bize göllerde pekâlâ yüzmek!              Günlerden sonra bir gün,
              Yakamozlar saçarak her tarafından fenerim,            Şayet sesimi fark edemezsen,
              Çifte sandal, yüzüyorduk, o yüzer, ben yüzerim!       Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
              Çok mu yüzdük bilemem, toprağı bulduk neyse;          Bil ki ölmüşüm.
              Fenerim başladı etrâfını tek tük hisse.               Fakat yine üzülme, müsterih ol;
              Vâkıâ ben de yoruldum, o fakat pek yorgun…            Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
              Bakıyordum daha mahmurluğu üstünde onun:              Ve neden sonra
                                     Mehmet Âkif Ersoy, Safahat     Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede,
                                                                    Hatırla ki mahşer günüdür
                                                                    Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum…
              ..........................................................................................  Cahit Sıtkı Tarancı, Otuz Beş Yaş
              ..........................................................................................  ..........................................................................................
              ..........................................................................................  ..........................................................................................
              ..........................................................................................  ..........................................................................................
                                                                   ..........................................................................................




   176
   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183