Page 84 - Coğrafya
P. 84
Coğrafya 10
6) TÜRKİYE'DE NÜFUSUN DAĞILIŞI
Birçok ülke gibi Türkiye’de de nüfus, ülke arazisinde düzensiz bir dağılış göstermektedir . Bu düzensiz dağılışın
nedenleri iklim, yeryüzü şekilleri, toprak verimliliği, su kaynakları ve bitki örtüsü gibi doğal çevre faktörleri ile sa-
nayi, madencilik, tarım, turizm, ulaşım ve ticaret gibi beşerî çevre faktörleridir. Türkiye'de iç bölgelere göre daha
ılıman iklim koşullarına sahip kıyı bölgeleri ile ulaşım, sanayi ve tarım açısından avantajlı yerler nüfusun yoğunlaş-
tığı alanlar olarak dikkat çeker. Örneğin kıyı kesimlerde yer alan ve elverişli iklim şartlarının görüldüğü İstanbul,
İzmir, Antalya, Bursa, Adana ve Samsun sık nüfus varlığı ile dikkat çekmektedir . Buna karşılık yüksek, dağlık ve
engebeli alanlarla iklim şartlarının yaşamı zorlaştırdığı kesimlerde ise nüfus seyrekleşmektedir. Kış mevsiminin
uzun sürdüğü Doğu Ana dolu’nun yüksek ve dağlık kesimleriyle kuraklığın etkili olduğu Tuz Gölü çevresi, nüfusun
seyrekleştiği yerlere örnek verilebilir. Dolayısıyla Türkiye'de nüfusunun kıyılardan iç kesimlere doğru azaldığını
söylemek mümkündür. 2017 yılı nüfus verilerine göre ülkemizin aritmetik nüfus yoğunluğu 105 kişi/km² olarak
tespit edilmiştir.
Ortalama yükseltinin fazla olduğu (1132 m) Türkiye'de belirli bir yükseltiden sonra genellikle yerleşmeler aza-
lır. Bu nedenle nüfusun dağılışında dağlık, yüksek ve engebeli alanlarla ovalar arasında büyük farklılıklar vardır.
Ülkemizde arazinin düz veya az eğimli olduğu verim li topraklarda nüfus yoğun ken Karadeniz ve Toros dağları ile
Menteşe Yöresi gibi arazinin dağlık ve engebeli, tarım alanlarının sınırlı ve ulaşımın zorlaştığı yerlerde ise nüfus
seyrektir .
Zengin su kaynaklarına sahip yerlerde nü fusun genellikle yoğunlaştığı ve çoğu yerleşmenin bu alan larda top-
landığı görülmektedir. Akarsu kenarında kurulan Adana, Amasya, Eskişehir, Edirne ve Antakya gibi şehirler bu
duruma örnek verilebilir. Ayrıca deniz ve göl kenar larında nüfusun yoğunlaşmasını sağlayan bir başka etken de
balıkçılık, turizm ve ulaşım gibi faaliyetlerin görülmesidir.
Türkiye’de yerleşmelerin seyrekleştiği, dolayısıyla nüfusun azaldığı alanlara bakıldığında ise bitki örtüsünün
çok gür olduğu yerler, yüksek, eğimli, engebeli ve dağlık alanlar dikkat çekmektedir.
Türkiye, sahip olduğu coğrafi konum ve eşsiz güzellikleriyle tarih boyunca yerleşim alanı olarak tercih edilmiş-
tir. Bu yerleşmelerin birçoğu, kaydettiği gelişmeler sayesinde büyüyerek günümüze kadar gelmiştir. İstanbul, İzmir,
Bursa, Antalya ve Edirne illeri bu tür yerleşmelere verilebi lecek en güzel örneklerdendir. Türkiye’de bazı yerleşim
alanlarında sanayi faaliyetleri sonucu nüfusun arttığı görülür. İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli, Adana, Gaziantep gibi
iller bu duruma örnek verilebilir. Ayrıca madencilik faaliyetleri de nüfus dağılışını etkilemektedir. Zonguldak’ta taş
kömürü, Batman’da petrol sayesinde nüfus miktarının arttığı görülmektedir
Tarım faaliyetlerinin yoğunlaştığı verimli ovalar da nüfusun arttığı alanlar olarak dikkat çekmektedir. Çukurova,
Si lifke, Gediz, Çarşamba, Eskişehir, Bursa, Balıkesir, Malatya ve Elazığ gibi ovalar bu bakımdan nüfusun arttığı alan-
lara örnek gösterilebilir. Akdeniz ile Ege ve Marmara denizlerinin kıyı kesiminde bulunan birçok yerleşim alanı,
turizm faaliyetlerine bağ lı olarak gelişmiş ve bu alanlarda nüfus artmıştır. Bodrum, Marmaris, Alanya, Manavgat,
Kemer ve Kuşadası bu duruma örnek verilebilir . Benzer durum, kış tu rizmine yönelik faaliyetlerin geliştiği alan-
larda da mevcuttur.
Önemli kara, deniz, demir ve hava yol larına yakın yerleşim alanları da nüfusun sıklaştığı yerler arasındadır.
İstanbul, İzmir, Ankara, Konya, Eskişehir, Kayseri ve Gaziantep gibi illerin gelişmesinde bu yerleşim yerle rinin işlek
yolların kesiştiği noktalarda bulunması etkili olmuştur . Sanayi, turizm, ulaşım ve tarım gibi ekonomik faaliyetlerin
geliştiği yerlerde ticaret de kayda değer gelişim gösterir. Dolayısıyla ticari faaliyetlerin yoğunlaştığı yerleşim alan-
larında nüfusun artış eğiliminde olduğunu söylemek mümkündür.
83