Page 240 - Tarih 9 | Kavram Öğretimi Çalışması
P. 240
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
TARİH 9
Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı Kavram Öğretimi 128
5. ÜNİTE : İSLAM MEDENİYETİNİN DOĞUŞU > 5.2. İslamiyet Yayılıyor
Kavram : Medine Sözleşmesi
Genel Beceriler : Eleştirel Düşünme Becerisi
Alan Becerileri : Tarihsel Kavrama Becerisi
Çalışmanın Adı YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZEN 15 dk.
Çalışmanın Amacı Medine Sözleşmesi’nin öngördüğü toplum düzenini ve eğitim, idare, güvenlik, yargı gibi ilk kurumsal yapılanmaların
önemini kavrayabilme.
Yönerge: Aşağıda verilen tablo ve bilgileri dikkate alarak soruları cevaplayınız.
Yahudiler
Müşrik 4000
Araplar
1500
Müslüman Hicretle gelen
Araplar Kureyşli
4500 Müslümanlar
MEDİNE
226
Kavram Haritası: Hicret sonrası Medine şehrinin nüfus yapısı
İslâm’dan önce Medine’de herhangi bir devlet yoktu. Nüfus ve siyasi üstünlük Araplarda olmakla
beraber ekonomik alanda Yahudiler daha önde idiler.
Hicret olayından sonra Mekke müşriklerinin Medinelilere gönderdikleri mektuplarla muhacirleri
iade etmelerini istemeleri, aksi takdirde Medine’ye saldırı düzenleyeceklerini bildirmeleri hem şehir
hem de Müslümanlar için bir güvenlik problemini ortaya çıkardı.
Bu durumda Hz. Peygamber’in sadece Müslümanları değil bütün Medinelileri kapsayan bir antlaş-
maya ihtiyaç duyması doğaldı. Hz. Peygamber, Medine Sözleşmesi ile muhacir ve ensarın tam bir
dayanışma içinde olmasını sağlamayı, onları hukukî güvence altına almayı, Kureyş müşrikleriyle
Medine’deki müşrik ve Yahudilerin Müslümanlara karşı muhtemel iş birliğinin önüne geçmeyi ve
dışarıdan Medine’ye gelebilecek bir saldırı karşısında şehirde yaşayanların birlikte hareketini temin
etmeyi amaçlıyordu.
Sözleşme Medine’de yaşayan dinî, siyasi ve etnik grupların iç işlerinde bağımsız olup dış tehlike-
ler karşısında birlikte hareket etmelerini öngörmesi, şehirde siyasi birliği sağlaması, din ve vicdan
hürriyetini, can, mal ve namus güvenliğini hukuki güvence altına alması gibi temel hükümleriyle
taraflarca kabul edildi.
Belgede önce şehir devletini teşkil eden gruplar sayılmakta ve bunların siyasi bir bütün (ümmet)
oluşturdukları belirtilmektedir. Burada Hz. Peygamber’in taraflar arasındaki anlaşmazlıklarda son
yargı mercii ve ordu kumandanı olarak kabul edilmesi, onun hem devlet başkanı olduğunu hem de
o sırada Müslümanların henüz sayısal çoğunluğu elde edememiş olmalarına rağmen Medine toplu-
mundaki yerinin güçlü kabul edildiğini göstermektedir.
Mustafa Özkan, Medine Vesikası
(Düzenlenerek alınmıştır.)
237